Kayıtlar

Tasavvuf etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnanç - Hakikat

Bir şeye Cahil gördüklerinin inanması veya inanmaması o şeyi Hakikat yapmaz ki.. Halbuki Hakikat diye İddia ettiğin şeyi Cahil gördüklerin kabul etse onu reddedecek şüphe edecek bir durumdasın.. Peygamber'e (as) 'şu yanındaki ayak takımını biraz bizden uzak tut da sana tabi oluruz' diyen Müşrikler gibi, hatta daha kötüsü..

Haller ~ Hiçlik ~ Kulluk ~ Kurbiyet - O'nunla!

Duygulara (Hallere) tutularak O'nunla "Tanış" olunmaz.. Kapısında öyle duygular haller, dizi dibine varmadan, Cemalin görmeden, ölürsün; olmaz.. Nereye kaldı, niye kaldı Zat'ına Kurbiyet!? Hiçlikle de olmaz.. Onun için buyurdu, Aşk dahi perdedir.. Ancak: O'nunla olur O'nunla!

Allah Zevki ~ Haram - Helal

Allah Zevk'i Haram kılmamıştır.. Bazı Zevkleri, diğerlerine göre derecelendirmiş, bazılarını Haram saymıştır.. Şimdi sen misal Domuz ve Şarap Zevki için, Allah Rızası ve Şarabı Zevkini kendine Haram kıldın.. Eh ne yapalım, zevk meselesi!

Hu ~ Bilinmeyen ~ Şirk!

Kafir de aciz muhtaç hiçbir şey bilmez halde geldi Hayat'a Mümin de.. Bildiğini iddia eden şimdi Kimin İlmini bildi.. Küfreden Kime etti İman eden Kime.. Bilmediğini bilene Selam oldu, İnat edip inkar eden kendi Nefsine yazık etti.. Kimsenin Hakkı kimsede kalmaz.. Arayan mağarada da, firavun'un sarayında da mahrum kalmadı.. İşleri çekip çeviren Kim? İnsanları Teslim et, esir alma.. Seni Kendinden soranı, başkalarından sorma.. O bilinmeyenden yana şüphelere düşme! Soru da tek bir cevap da.. Celali Cemali birle de Kemal bulup, şeytanlığa melekliğe tapma.. Mahkum Muhtaç olduğun en güzel İsimler Sıfatları ara.. Nefsinin derdine düşüp de Şirk koşma; Sevgiyi Aşkı Muhabbeti Sabrı Şükrü İyiliği, En Güzel İsimlerin Sahibini Nefsine Şirk koş!..

"Ve onları sana bakar görürsün, lakin görmezler"..

Putperestler taştan tahtadan yaptıkları putlara bakıp Allah'a yaklaşıyorlardı, ama nedense onlara kendi içlerinden kendi suretlerinde bir beşer olarak gönderilen Peygamber'i göremediler! "Ve onları sana bakar görürsün, lakin görmezler" Araf 198 Kuran-CI'lara göre, bu Ayetin manası ne ola ki..

Latif - Kesif ~ Ruh (Min Ruhi) ~ Ruh ve Alem İlişkisi ~ Zaman

Ruh (Min Ruhi) hiçbir zaman bedenle, kesifleşmedi ki ayrı olsun.. Hoş bu Alem de kesifleşmedi, ama illa da öyle diyorsan en basitinden sen bir şeyle meşgul olunca bu alem nasıl yopyok olunuyor, onu açıkla kendine.. ve devam edersek o'nun (Ruh) Rabbisinin üzerinden bir zaman da geçmedi ki o yönden O'ndan ayrı olsun diyelim.. Ya peki nedir durum?.. Şöyle diyelim: "Allahım! Senin rızanı şefaatçi kılarak öfkenden sana sığınıyorum. Affını şefaatçi yaparak cezandan sana sığınıyorum. Senden de sana sığınıyorum. Sana layık olduğun senâyı yapamam. Sen kendini sena ettiğin gibisin."

Kudret Sıfatı ~ Cabbar İsmi ~ Hayal

O'nun bir şeyi Zorlaması (Cabbar) Kudretini Farkettirmesi içindir.. Yoksa O'nun Kudreti karşısında başka bir Kudret olmadığından yani Tek olduğundan, Zorlanma olmaz Kudreti bilinmez olurdu. Mesela "Hayal"i bu Hakikat'e Misal yapmıştır; Hayal'de bir Bina kurmak saniye sürmez, zaten Kudret Zaman ile ölçülmez ya!.. Halbuki biz Hayal kurmayı da kolay zannederiz! Şimdi, gerçekte (Ki Kendinden başka bir Gerçek yoktur) bina'yı öyle uzun uzun yavaş yavaş kurmayı diledi.. Yoksa kulaklarımıza "Ben Varım" diye fısıldasaydı biz bu Sözün Manasından ne kadar ne anlayabilirdik!.. Bu Fısıldamadır.. Şunu da unutma ki, O Gerçekten Göründüğünde O'nu tanımamak mümkün olmaz.. İsterse Sen isterse O binbir perde ardından olsun!.. Ama öyle de herkese Görünmez ya!

Binbir İsminde binbir Marifet, Hiç gördün mü O'na bir denk ..

Binbir İsminde binbir Marifet, Hiç gördün mü O'na bir denk Binbir Mahluk, kimi ot yer kimi et; Melek değil Şeytan mı, İnsaf et Kendini Tanı. İnsan'dır Ayna O'na, geç Karşına görürsün Öldürmezsin Nefsini ama, bil ki odur Hakk Kılıncı Bileyle parlat onu kör bıçak İş görmez, Eziyet verir isen, Kabul olmaz Nefis Kurbanı.

Gönül

Gönülsüz olanın gönlü nasıl alınsın!

İşaretler..

İşaretler işaret oldukları kadar İmtihandırlar.. Belki heva hevesine nefsine işarettirler. Bu manada Sünnet'den güzel İşaret bulunmaz..

Edebiyat!

İnsanlar ölüyor edebiyatını bırak; Çözümün ne ondan bahset.. Çözüm filan yok, İnsanlar Birleşmedikçe! Çünkü kötüleri iyi insanlar içinden O'ndan başkaları ayıklayamaz.. İşte buna bir Ömür Sabredilir.. Ama Çözüm asla burada değil.. Hayalleri bırakarak "Sen" Hakk'ın Hakikatinin Kulu olmaya bak..

Beni gaflete düşürmezsin o halde!

Ben batanları sevmem! Beni gaflete düşürmezsin o halde! Ben batanları sevmem! Beni Sensiz bana bırakmazsın o zaman!

Min Ruhi ve Halife oluş değişmez..

Ömer Putperest olur, Müslüman olur.. Min Ruhi ve Halife oluş değişmez.. Kafirken Mudil'in Mümin'ken Hadi'nin Halifesidir.. Hatta İnsan özünde "Min Ruhi" ve Halife olduğundan iki durumda da her İsme ayna'dır; Müslüman Cimri, Kafir Cömert.. Birbirlerine de böylece O'nun Halifesidirler.. O'ndan olduklarından O'nun Hükmünden münezzeh de olamazlar.. Şimdi sen bu Hakikati daralt veya aç; Hakikat senin ilmine marifetine göre değişecek değil.. Ama sen bu Hükümleri ve Hakikatleri kabul edince genişleyeceksin..

Allah'ın Sıfatları ~ Tasavvuf

Sivrisineğe göre mi Büyük.. Dağlara göre mi.. İnsan'a göre mi.. Diğer Sıfatlar hakkında da aynı soruyu genişletebilirsin.. Sıfatları üzerine bu şekilde bir görelilik her zaman yanlış sonuç verir.. Kafirin de Rabbidir, Müminin de.. Nispetler olarak Sıfatlar tümüyle Zat'a bağlanmadıkça Kemal ve Zati İrfan elde edilmiş olmaz. O her anlamda ister küçük isterse göreli büyük, her açıdan O'dur.. Sıfatsız değil, Keyfiyetsiz olarak! Mutlak Büyüktür! "Allah de ötesini bırak".. Veya tut sarıl!

Nefs Perdesi ~ Ruh

Zatını (Ruhunu) Sıfatlarını, Ruhlarından (Min Ruhi) Nefsleri ile Perdeledi. Nefs Perdesi de Sıfatlarındandır, Kalp Perdesi de..; Sıfatlarını Zıtlar olarak birbirine Perde yapmıştır.. Sevme dediği şeyi sevmiş, sev dediğini sevmemiştir.. Yani Tersinden.. Mudil Vedud'a Vedud Mudil'e emretmiş, işler karışmıştır.. Dolayısıyla Ruhundan olan Ruhlarına Perde, Kendisi olmuştur.. O'nu İsteyene, Nefs Perdesini kaldırması yeterlidir.. Ruh Direkt Zati olarak O'ndan olduğundan, Perde olmaz; böylece Perdenin ardından O çıkar..

Şükür ve Hamd Sırrı

Şükür ve Hamdin karşılık üzere yani Taksitli ise Gafletten kurtulamazsın. Şükür ve Hamd'in Mutlak olduğu Sırrı Gönülde gizlenmiştir; Şükrün ve Hamdin Peşin olsun.

Vahdet-i Vücud.. ~ Felsefe - Uzakdoğu.. ~ John Hagelin - Bilinç Üzerine

Vahdet-i Vücud Allah'ın Tekliği ve Birliği demektir ve Apaçık Ayetlerin Manalarının Ceminden ibarettir. Bizim Kelamcı ve Felsefeciler onu sanki Muhyiddin İbn Arabi Hazretlerinin Fikriymiş ve herhangi bir Felsefi Akımmış gibi saydıkları için, Modern Bilim'e Kozmoloji'ye göre İslam Felsefesi veya Kelamının Yenilenememesinden şikayet ediyorlar!.. Bu körlüğe karşın bu şikayet, gerçekten çok üzücü, çok yazık.. Halbuki Batının bu son zamanda keşfettiği kozmolojik hiçbir şey yok ki o Vahdet-i Vücud yani Vahdet'e dair olmasın.. Vahdet özellikle Hazret ve sevenleri tarafından çok önceden hatta uzakdoğudan veya felsefi akımların açıklamalarından karşılaştırılamayacak denli daha Kamil şekilde, en ince ayrıntılarına kadar, anlayacak olanlar için ortaya konmuştu.. Eğer Vahdet-i Vücud (veya Tasavvuf) uzakdoğu ve felsefe ile ilişkilendirilirse bunu iddia edenlerin Kuran'dan haberleri olmadığını rahatça söyleyebilirim.. Fakat ne yazık ki batı da kör, bizimkiler de..

Hayvanların Zikri Tesbihi..

Hayvanlar O'nu hiç Tanımaz Bilmez değil, sadece senin kadar ve senin gibi değil.

Geometri - Matematik - Tasavvuf

Kare 4 Üçgen 3 dedikten sonra "Geometri" bitiyor.. "Daire" dediğinde ise, "Matematik" bitiyor.. Çünkü 1' i, Tek'i, sayamazsın.. Ama bu Bir'i sayamamak dediğim, Sonsuzu sayamamak gibi değil, 1'e geldiğinde Mantığın (veya Aklın) başlamadan bitişi demektir.. Çünkü "Var" Yok değildir.. Bir yandan şunu da unutma: Daire Üçgen, Matematik Mantık, Akıl vs.. "Vehim"dir de denemez.. Tek ve Bir olana İman etmedikçe!

Başkalarına Göre..

Mümin başkalarına göre Haklı başkalarına göre Üstün olmaktan sakınır.