Kayıtlar

Sanat ~ Resim ~ Müzik etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sanat ~ Zat - Sıfat - Tecelli

Oyunculuk "Sanatçı"nın "Sanat"ıdır.. Sanat onun "Sıfat"ıdır.. Değişen Rollerdir, o kimi zaman şu rolle kimi zaman bu rolle "Tecelli" etse de, onun "Sıfatı" "değişmez".. Gerçekte belki o aynı zamanda Ressam'dır, ve sahnede belki bir Müzisyen'i oynar.. Ve bu durumda, onun Sıfat'ı değişmediği gibi "Zat"ı da değişmez.. "Tecellileri" değişir.. Şimdi bunlar O'nu Bilmene Misal olsun.. Ve Kendini bilmene de Misal olsun ki Film'e kendini çok kaptırıp da, O'nu unutma.. Ki Nefsinin Halleri Tecellileri ile değişse de, Ruhun ve güzel Sıfatların değişmediği, kaybolmadığı gibi O da değişmez, ve kaybolmaz.. Film'i, Yönetmen'i unutma, Rolleri de unutma.. "Onlar Allah'ı unuttular; Allah da onlara kendilerini unutturdu" Haşr 19

Müzik Hakkında.. Din

"O" "Müzik" hakkında.. Notalar kendi başlarına hareket etseler oluyor mu?.. Müzik oluyor mu?.. Olur da, O Notalara Hayat veren Müzik, Kendini olduğu gibi göstermez, tatsızlık olur.. Majorler Minörler, Makamlar.. ya Ona ölesiye gözü kapalı Uymak var.. ya da ölesiye Teslim olmak.. Besteciler var, Müzisyenler, Orkestra Şefi de var.. Ama Müzikten başka bi seçenek yok.. Diğer seçenek "Kibir", yani çelişki, tutarsızlık, yabanilik.. Anlamsızlık.. Hiç tavsiye etmem, Ondan daha Kibirlisi yok.. O'nsuz hiçbir şey yok! Her şeyden Kendisine Yol var Teslim olana, Uyana! Teslim olmayana dahi İslam'dan gayrı Hakikat yok!

Göz ~ Görme

Göz çizmiş Görmeyi o Çizdiğine Nispet etti; halbuki Görmek hiçbir Çizim (en-Nur-el-Musavvir) olmaksızın hem Ruhun (Sen'in-Min Ruhi) İşi, hem Kalbin ("..Göğüslerdeki.."), Sıfatıdır, ve Görünen O'dur. Ama Haram dediği Haram olduğu gibi, Yaratılış da Yaratılış olmaktan çıkmaz; ne dersen O, ne derse O.

Bilinmek Diledi, Kendi Ruhundan Üfledi

Bu bütün her şeyi Sanal bir Oyun gibi Ruhsuz Yaratabilirdi. Hayır, Bilinmek Diledi, Kendi Ruhundan Üfledi.

Akıl - Ruh ~ Felsefe - Sanat - Tasavvuf

Akıl Ruhun Gözüdür diyelim. Düşünce ve Fikir Akıl için Ressamın Eskiz yapması gibidir.. Görüneni (!) Resmetmeye çalışır.. Ve "Kişi" neyi Resmetmeye çalışıyor ? Ve nasıl, yani Tarz nedir ? ; bu önemli: Sürreal, Hiperrealist, Soyut vs.. Kişi deyip özelleştirmemiz Resmin Yetkinliğinin Gören ile Görünen arasındaki Özel ilişkiye sıkı sıkıya bağlı olduğundan ve Düşünce, Fikir bakımından Eskiz'den öteye geçemeyebileceği hakikatindendir.

Kalpleri Ürperir..

Bir Sanat Eserinin karşısında ürperip dize gelip, Allah dedikte ondan başka ürpermiyor, secdeye gelmiyorsan; Öğüt verme alır değil!

Suret - Sanat ~ Nur ~ Görü-n-en Görü-l-en

İnsanlar kendilerinin "Görü-n-ür-Görü-l-ür" olduğunu zannederler ya; Allah'ın Varlığının Tuzağı ne Hayırlıdır.. Halbuki, Zahir olan, alt Mertebeden Sanatının Eserleri olarak O'dur.. Ve üst Mertebeden, Nurunun Suretleri olarak Zahir olan, yine O'dur.

Hu ~ Muhabbet ~ İnsan

Sen kendinden Var olmadığın için kendini bilemezsin. Ancak O'ndan Var bulduğun için, O'ndan gayrını bilemezsin. Sen'de Gayrılık zannettiğin, Zatı ile Sıfatı-Esmasının Suretleri, Tecellileridir; Seni Kendi Sırrından Halk etmiş, Suretinde, Ruhundan olduğundan, Sana Muhabbeti Hakk oldu da, Kendinden haberli kıldı. Muhabbet Hakk oldu. Ancak Şart yine O ki, O Nefsine Uymadığı gibi Sen de uyma; yoksa Muhabbetin Manası kalmaz. Sana İhtiyacı olmıyan bir Nefs, Seni başka ne diye Kendi Suretinde yaratmış olsun. Sanat dersen, Muhammed'den (as) Yüce Eser mi var ki, bir de seni yaratsın. Merhamet dersen, Hayvanlar da yeter gelirdi.. Söz uzamasın. Madem Mana Muhabbettir, o halde Nefsine uyma da Muhabbetli ol.

Sanat ~ İmtihan

Yıllarca kurslara gidip edinilemiyecek Bilgi, Sanatçının gözünde kulağında elinde hazırdır, Fıtratında doğuştan bulunur. Hayvanlar da böyledir. Peygaberler de (as) böyledir; Allah Hased edenlerin, Yalanlayanların Şerrinden muhafaza etsin. Bilgiye bakma, İlmin Sahibine bak, Lütfuna bak. Hamd et O'na ! Şükret. Edindiğini zannettiğin her şey de böyledir, İmtihana bak!

Zat - Sıfat ~ Fiil

Doğuştan Yeteğin olup da Sanatçı olsan, ve bir zaman Eser vermesen, artık Sanatçı olmaz mısın?.. O'nun, Hayy Sıfatı dahi böyledir ! Faaliyet (Fiil-Tecelli) göstermiyor diye Yok, faaliyet (Tecelli) gösterdi diye Hayat sahibi olmaz ! Zâtındandır Zâtı, Hayatı, Şânı! Görünen Efali, İsmi Sıfatı, Eseriyle değil !

Sanat ~ Din ~ Felsefe - Bilim

Varlığa baktığında Sanat göremiyen İnsan Nakıstır, Eksiktir onun görüşü. Sanat'ı sadece insanın fiilinde yani Resim'de Heykel'de gören İnsan Sanat'ı görmemiştir, Sanat değildir onun gördüğü. İster Bilim Adam'ı olsun ister Filozof Sanat'ı varlıkta göremiyorsa sadece Akıl sadece Nedensellikle bakıyordur ki Eksiktir Nakıstır onun görüşü. İster Dinsiz ister Dinli Bilim Adamı-Filozof olsun Varlığa 99 İsimle bakmıyanın görüşü Kamil olmaz.

Ayan-ı Sabite

O'nun Zuhuru için Ayan-ı Sabite'ye ihtiyacı yoktur. Siyah üzerine siyah resim çizer, Görür, seyredersin. Su içinde su görmez ama Ruh içinde Ruh görür. Görü-l-mezdir ama, Görü-n-ür. Sadreddin Konevi Hazretleri buyurmuş: "İnsan-ı Kamil'in ayn-ı sabitesi yoktur."

Tasavvuf ~ Ayn - Ayna ~ Ayan-ı Sabite ~ Güzel İsimler O'nundur..

O Vehhab olanın Dilemesiyle Nur'u, Hâlik İsmi Aynasında, "Kadın", "Sanatçı" gibi türlü türlü çokça Yansımalar Parlamalar oluşturdu.. Bu Sıfat, parıltılarının en güzellerinden birinde de "Annelik" Sıfatına Ayn oldu.. Ki O "Rahim"dir.. Ki O "Vahid"dir.. Güzel İsimler O'nundur..

Tecelli ~ Beni Göremezsin..

Kadınlar Yusuf'un (as) güzelliğini görünce, ellerini kestiler de, o güzellik karşısında bedenlerini unuttuklarından acısını duymadılar. Yusuf O Allah'ın bir Kulu idi, Rabbisinin Güzelliğinden bir Resim idi; O Güzellik ise Suretsizdir. Musa (as) O'nu görmek isteyip de Rabbisi ona nazlanınca, dağa azıcık Tecelli etti de dağ paramparça oldu. Aslında bu Tecelli, Kudret işidir, Kulunu avutmak için; Güzelliğinden değil. Şimdi O Güzellik Surette olsa, Alemler nasıl ayakta kalsın! Fazla naz Aşık usandırır derler, Hakikattir. Fakat hangi Sıfatı vardır ki Aşık O'na Güzel değil desin ya!

Sanat ~ Din ~ Tasavvuf

Özellikle Sanatçılar çok iyi bilir: Bugün meydana getirdikleri ve çok beğendikleri bir Eserlerini yarın dönüp baktıklarında hoş bulmazlar beğenmezler, yeterli bulmazlar. Bu başlangıçta çok uzun zaman böyle gider. Sonra nihayet bir kemale ulaştıklarında artık geriye dönüp baktıkları eserleri onlara kötü gelmez, fakat yeni yaptıkları öncekilerden yine daha güzel olur; yani iyinin iyisi. İşte bu, Allah'ın Sırrından, Sıfatlarının Kemalinin nihayetsiz oluşundan, Yüceliğinin Sonsuz luğundan böyledir. Allah'ın hiçbir yaptığı kötü değildir, biz farklı nispetlere ve iyinin iyisine, güzelin daha güzeline göre onları "kötü" diye isimlendiririz. Yoksa her şey mükemmelin mükemmelin mükemmeline doğru sonsuza uzanır. Fakat bize göre Razı olup olmadığı işler ve bir Kıvam bir Kemal belirlemiştir ki Yaratılış-ımız mümkün olsun, hem Muhabbet gerçekleşsin hem bir Tatmin bulabilelim. Ahiret'teki durum Akılla izah edilecek bir durum olmadığı için söz edemiyoruz:  “Ben

Atatürk ~ Laiklik

Peygamberin karikatürünü yaptırmazken, atatürkün putu bile yapılmış.. Laflarıma dikkat edersen kötüce bişey söylemedim.. Heykel elbette Put değildir de Put haline getirilen bir "İnsan"dır ve o insan öyle tek başına bir iş yapıcak güçte yeryüzünde ne bir Tanrı ne de Peygamberdir.. Abartmamak lazım, bence heykel bu anlamda puttur.. Bu ülke onbinlerce müslüman şehidin eseri iken adları anılmaz, dinleri atatürk maskesi putu gölgesinde hor gürülür oldu.. Yani atatürk diye ö le memleketi tek başına kurtaran bi tanrı yok.. Ayrıca şapka inkılabı gibi abuk sabuk ne idüğü belirsiz komik inkılaplar sadece atatürk tarafından yapılmamış, osmanlı zamanında da fes ve kılık kıyafet kanunları inkılapları yapılmış yine kafalar kesilmiştir.. Afedersin hem benim kalbim temiz kılık kıyafetle olmaz de hem de kılık kıyafetle inkılap yap kafa kes, yemezler uyumayalım ! Zalim zalimdir isterse babam olsun.. Biz bu ülkeyi onbinlerce şehidin o mübarek imanıyla kurtardık, şapka inkılabı di

Felsefe ~ Makulat-Mahsusat ~ Tasavvuf ~ Alem ~ Varlık ~ Vahdet-i Vücud

Özellikle "Felsefeci"ler, Varlığı sırf "Düşünsel" yolla Müşahede ettikleri, araç olarak sırf Sınırlı olan Akıllarını kabul ettikleri için "Makulat" - "Mahsusat" gibi kategorize etmiş bölümlere (İkiye) ayırmış, bunu bir "Marifet" kabul etmişlerdir. "Dış Alem'de Sanat yoktur".. "Merhamet dış Alemde yoktur".. ; "Zihinsel Varlıklardır".. gibi sözler söylemeleri bundan kaynaklanır. Halbuki "Marifet" İnsan'ın iç dünyası ile dış dünyayı ayırmakta değil ortadaki "Mükemmel Uyumu" farketmekte olabilir.. "Allah" İnsanlara "Şahdamarları"ndan Yakın ve Tek-Bir olandır; "Alem" sırf bir "Ses-İsim"den ibarettir: "Varlık" değildir.. Daha ötesinde ve nihayetinde ise: "Marifet", "Marifetullah"tadır: yani Tek ve Bir olan Allah'ın Varlığını Müşahede edebilmek, Alem'i bilmek ve "İkilemek" değil, Varlığı B

Müşahede ~ Suret ~ Vech ~ Tecelli

Mümin için Cima olan, İbadet olan, Kafir için Zina ve Haram'dır. Kuluna her şey yerli yerincedir; Kafir ise ne Rabbinin ne Nimetinin ne de kendinin yerini ve Kıymetini bilebilir. Bundan mada Arif için Müşahedesine engel hiçbir Suret ve Mânâ yok iken, Müşrik ve Kafir için O'nun Vechine her şey Perde'dir. Suret'de Müşahede türlü türlü mertebe mertebedir, Edebini Allah Kuluna muhakkak ki öğretir. Müşahede aynı Suret'den bazen İbret, İşaret, Haşyet, Heybet, Latife, Sanat, Muhabbet.., Celalî ve Cemalî olabilir; sırf Mânâ olabilirken, sırf Zâtî Müşahede olabilir. Suret kimi zaman belli bir alanda, sınırlı yani Suret'in (Nur'un) suretleri olabilirken, bazen bütün bu Suret'in ta kendisi görülebilir; mesela bu yazıda harflerin değil mânâ'nın okunması veya harflerin değil mürekkebin görülmesi gibi. Allah Latif ve Habir'dir, pek yüce'dir.

Sıfat ~ Tecelli ~ Sanatçı ~ Mutlak

Sanat-çı mı yoksa Eseri mi Büyüktür ? Kamil Akıl sahibi için elbette ki Sanatçı Eserinden büyüktür. Sanat ise ancak Sanatçıya nispet edilebilir. Aklı olmamak bu Mana'da Marifet değildir; Cehalet bile sayılabilir. Sanatçı'nın büyüklüğü İşinden belli olur desek büyüklük sonsuz sınırsız dereceye varır ki dolayısıyla Allah, Eserinden "Mutlak" olarak Büyük olur; yani İşinde gözüken büyüklüğü sonsuz-sınırsız lakin Dereceli gözükür iken, Kendi büyüklüğü "Mana"da "Mutlak" çıkar. 'Man a'da Büyüktür' denilmesine bakma, Allah Katından baktığında "Mana", "Hakikat"in ta kendisini ifade eder. Zira küçüğü büyüğü hepsi de Allah'ın İşi olabilir; hiçbir işi "küçük" görülemez. Bu Mertebede Allah'a "göre" (Hakikat) küçük-büyük, kötü-iyi yoktur. Burada İnsan'ın düştüğü hata kendisine "göre" "kötü" olanı, kendisine göre değersiz geleni, "küçük görme"sidir. Halbuki G

Müzik ~ Din ~ Tasavvuf

Hayat'ın Sırrı, Yaşamın Özü Kulluk'tur. Kendi İradesinden geçmeyen, bir sonraki Nota'nın ne gelmesi gerektiğini bulamaz, uyumu yakalayamaz, teslim olamaz. Tamamen kendinden geçmek olmaz, Skalalar var, kurallar var, Dengeli olmadan, Ses-Söz Dinlemeden, İtaat etmeden "Müzik" olur mu ? Zamanından önce veya sonra gelen Vuruşlar Yersiz olur; Namaz Vaktinde gereğince kılınırsa "Beyin" yersiz konuşmayı bırakır, susar, Sükut eder. Bilinçli bir kendinden geçiş lazım. Ritim'siz hiçbir şey olmaz, çok uzun vakit alırsa yakalamaya gücün, algın yetişmeyebilir, bu yüzden çözemezsin; yoksa "Din" bir Felsefi-Akli "Problem" değildir. Elektronik Müzik Ritim'e dayanır, Tekke'dekiler Ritim tutuyor, Kulüp'tekiler de kendilerinden geçiyorlar ama Hapı yutmadan olanına Zikir derim ben. 2000'lerde çok uçtuktan sonra "Minimal" çıkmıştı; Sert çakılmalara karşı biraz Merhamet olundu. Neticede Allah'ı Tespih etmiyen Zikretmiyen