Kayıtlar

Kader ~ Ayanı Sabite etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Esma ~ Ruh ~ Kader Sırrı - Ayan-ı Sabite ~ İbn Arabi (ks) ~ "Adem Ruh ile Cesed arasındayken.." ~ Zaman - Dehr ~ "Cehennem için yarattık"..

Hiçbir şey yok iken ilk seni var etseydi, Zahir İsminin İlk Tecellisi Sen olurdun. Bu durumda Sen, Hayat Sahibi Var olduğun halde Bilgi bakımından tıpkı Bitkisel veya Hayvani Mertebede bir "Bilmez"likte olsaydın da, bu O'nun İlk defa Batın olması olurdu.. Ama bu örneğe göre Ruh, yani Sen, İnsan olarak Zuhur edeceğinden, yani O'ndan bir Ruh olduğundan, Bilgin de bu Mertebe'ye uygun olacaktı.. Ki Elest Bezminde "Rabbimizsin" diyebilmemiz bundandır.. Bu Örnekte olmasa da, Batın İsminin Zuhuru yine, Dünyevi yaşama geçtiğimizde bizim nezdimizde, bize nispetle Taayyün etmiştir. Ve Elest Bezmi hususiyetinde Zahir İsmi Genel olduysa da Allah'ın Bilgisi Dünyevi Yaşamı ve Akıbetlerimizi Kuşattığından (Ayan-ı Sabite), Ruhun bu Yüksek Biliş Mertebesi Dünya ve Ahirette Arızi olarak perdelendi, ve İnsanlar Hakk'a Yakınlık Bilgisinde Mertebelendiler.. Bu anlamda Hz Peygamberin (as) "Adem Ruh ile Cesed arasındayken ben Nebi idim" Hadisini örnek verebil

Ayan-ı Sabite ~ Ayn-ı Sabite ~ Kader Sırrı

Sen bir kimsenin sana veya başkalarına kötü şeyler yapacağını Bilsen, o veya başkası bunu bilemediğinden, mesela onu bu kötülükleri işlemeden hapse koysan, itiraz ederlerdi, hatta sen bile tam da emin olamazdın değil mi?.. Ama Allah'a göre her şey çok çok net! Ve filmi baştan on kere oynatmaya da gerek yoktur! Lakin iyi olalım kötü olalım bizim için bir Açıklama gerekli.. Çünkü biz Ondan bir Ruhuz, bir İnsan olma yaratılışı üzere yaratıldık, Sınırlar var, Lütuf lar var.. İsimleri üzere Yaratıldık, türlü Rızıklar Nasipler var, sorular var cevaplar var, Af var Ceza var, çok çok incelikler var.. Ne O bir şey eksik etti ne de biz etmek isterdik.. Bunları hiç mi hiç düşünmeyen ise aslında zaten Adil Mahkeme de istemez de, işte, ona kalmadı, Allah Adl, hiçbir şey eksik ve kapalı olmayacak.. Ona kalsa Dünya'da istediği cürmü işleyip kafasına göre takılsındı veya "bilmiyor mu bu Tanrı da direkt cehenneme cennete koyaydı" der ama, ona kalmadı işte!.. Öyle bir bil

Saidlik Şakilik

Hal bakımından Said Şaki olmak başka, Hüküm bakımından Said Şaki olmak başka.. Hakikat'de Şaki olmıyan yoktur, Allah Hidayet eder.. Hal bakımından Said ve Şaki olmıyan yoktur, sadece Şaki sadece Said olan da yoktur.. Kalp Halden Hale inkılap eder; Eminlik (Mutlak, Garanti) yoktur.. Hüküm bakımından ise her şey Adalet üzere bir Kaderledir.. Cennetlik Cehenneme, Cehennemlik Cennete girmez.. Allah'ın Bilgisi ile Hükmü de farklıdır.. Kader Sırrınca, Cehenneme giren, Adalet üzere kendi girmiştir, bunun Bilinmesine rağmen yaratılması ile şimdi Hükümle açığa çıkarılması arasında Allah Katında bir fark yoktur.. Ki onlar ancak kendi kendilerine zulmederler.. Cennet'e giren ise yine Adalet üzere, lakin Cennet Allah Lütfundan ibarettir, kimse onu kendi nefsiyle elde edemez.. Şu da bilinmeli ki Said-Şaki olma, İsimlere değil Müsemma'ya, yani Zat'a ilişkindir.. Kader Sırrı, aynı şekilde Zat'a ilişkindir.. Yani İsimler kendi başlarına Mutlak olmayıp, Zat'a il

Kader ~ Kuran

Ve O ki, bir kader tayin etti. Sonra da hidayet etti (sevk etti, klavuzladı). (Ala 3) Muhakkak ki Allah, Âdem'i, Nuh'u, İbrâhîm'in ailesini ve İmran ailesini, âlemlerin üstüne seçti. (Ali İmran 33) Hani Allah peygamberlerden 'kesin bir söz (misak)' almıştı: 'Andolsun size Kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız.' Demişti ki: 'Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız m ı?' Onlar: 'İkrar ettik' demişlerdi de 'Öyleyse şahid olun, ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım,' demişti.  (Ali İmran 81) Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin),

Akıl ~ Kader ~ Kul

Akılların değişmesini imkansız gördüğü geleceği, muhakkak şöyle olacak diye zannettiği Mukadder'i, Kulunun Ümidi, Duası, Kalbi değiştirir.

Aristoteles ~ Felsefe - Tasavvuf

Modern Batı Bilimi ve Felsefesi Aristoteles'deki Feyz sayesinde bugüne gelmişken, Aristoteles'deki İlahi Edep ve Tenzih'e ne Bilim Adamları ne de Felsefeciler kesinlikle ulaşamamışlardır. Aristoteles'in Platon'un görüşlerini reddetmesi dahi Tanrı'ya karşı Gayretinden ve aşırı Tenzih'inden kaynaklanır. Çünkü İdealar'da (Platon belki öyle kastetmemiş olsa bile) o, İlk Hareket Ettiricilik Sıfatını verdiği Tanrı'ya (Tek İlah'a) karşı gizli bir Şirk bulunduğunu sezmiş, aldığı bu g izli Şirk kokusu (Teselsül vb) sebebiyle Töz'leri Madde'lerine bağlı olmak kaydı dışında (görülür alemin haricinde) reddetmiş ve Alem'i de Töz'ler ile birlikte ancak Tanrı'ya bağlı görmesi sebebiyle Ezeli saymıştır. (Onun Yunan Tanrılarını gerçekten kabul ettiğini zannetmek onun hakkında şu bahsettiklerimiz noktasında çok çocuksu kalmaktadır) Nübüvvet Bilgisinden mahrum olmasına karşın yani (Ayan-ı Sabite, Tenzih-Teşbih dengesi vb) Tasavvufi

Hızır Kıssası ~ Kader

Hızır kıssasındaki çocuk "Dua Kader'i değiştirir" (sav) Sırrınca yolu kendi nefsine bırakılsaydı Cehenneme varacakken, ana babasının Ahlakı, Dua'sı vesilesiyle Cennetlik olmuştur. Allah (cc) açığa çıkarmadığı şey ile Hüküm vermez.. Ve Allah'ın Lütfuna şaşırma!.. Dilediğini de yapandır, Zulüm etmez!.. "Bütün işler Allah'a dönmüyor mu?" Sırrına erenler için Kader vb konular Kalplerinde bir mesele haline gelmez ; onların kalplerinde büyütükleri (!) ancak ve ancak Hakk Teala'dır çünkü.

Kader

Kader sana hiçbir şekilde Giran gelmemeli. Bak bazen Rüya Aleminde hiçbir iraden olmaksızın hatta benliğinin dahi farkında olmaksızın seni yaşatmaktadır. Hayvanlardan olsun, biraz Kulluk dersi al.. Rüya, bu Alemin dışında bir şey olmadığına göre o hallerinden ibret al, inkar etme, anla! Dileseydi hiçbir Duamıza ne kavli ne fiili hiç icabet etmeden, kendimizden dahi haberimiz olmaksızın yaratabilir yaşatabilirdi.. Kulluk zor geliyorsa işte Rüya Alemi ortada ; öyle ya da böyle Kader'e şaşırma. Normal Aleme gelirsek, Allah bütün bir Zaman, bütün bir Tarih yazmaktadır, elbette senin sınırlı, olsa da olur olmasa da olur iradene-dualarına, keyfi isteklerine her durumda icabet edecek, olduracak değildir. Haddini bil ki Duan makbul olsun, ve kendinden hakikatli bir şekilde haberin olabilsin.

Kader Değişir mi ~ Ayan-ı Sabite ~ Kader Sırrı

Kader Dört Nispetledir.. Birincisi: Sabit Hakikatlerdir (Ayan-ı Sabite). Kadın, Erkek, Çocuk, Nefs, Bitkiler, Madenler, Hayvanlar, Ulvi ve Sufli Mertebeler, Zıtlıklar gibi sonsuza varan, Yaratılışın gerçekleşmesi için Zorunlu olan, Allah'ın İlminin İcadlarıdır. Zorunludur, fakat ne Zorlama vardır ne de Sorumluluk; hiçbir Erkek ve Kadın, erkek ve kadın olmaklıkla, yahut boynuzlu koç boynuzlu, boynuzsuz koç boynuzsuz olmasıyla yükümlü tutulmaması gibi.. Ayan-ı Sabite Kader Sırrındandır, tümüyle "Kader" demek değildir. İkincisi: İmtihan'ın gerçekleşmesi için başa gelmesi Kesin Takdir edilmiş Olaylar; Belalar ve Bağışlardır.. Üçüncüsü: Basitçe, İnsan, Belalara karşı Sabır ve Dua, Bağışlara karşı Şükür ve Nankörlük etmemekle iki yönden de Kader olarak Yükümlü ve Sorumlu Tutulmuştur. Olayların başa gelmesi herkese eşit olarak Takdir edilmiş olduğu gibi Dua ve Niyetten Sorumlu Tutulmaları da aynı derece eşit ve Kader'dir (Zorunluluktur). Üçüncü Nispeti

Zaman Sırrı ~ Kader

Sen ne geçmiş zaman'da ne gelecek zaman'da olamazsın, An'dan başka Zaman yoktur. Geçmiş Zaman Hafızanda daha doğrusu ancak Bilgi-nde bulunur. Gelecek Zaman ise, An-ı Daim ve ed-Dehr olan Hakk, Ol-uş ile Tecelli etmediği için, Var değildir ki Bilginle kuşatabilesin; ancak olaylar hakkında Tahminde bulunur ve Hayal kurarsın; yahut Rüya ve Keşf ile bazı şeyler Hayal vasıtasıyla gösterilebilir ve Bilgi vasıtasıyla Bildirilebilir. Hakk ise, Gelecekte de (ki Ahir O'dur) her şeyde O 'ndan başkası Tecelli etmeyeceği için, Ol-acaklar Geçmiş gibi Bilgisindedir..; yani Tecelli etmemiş olsa da, Kendisi ve Bizim için ne yapılacağını bilir. Ameller yani Fiiller Hakk'tan, Niyetler ise Biz'den olduğundan, Kader'den Sorumlu tutulacağın yer, ancak Gönlün, Kalbindir.. Nazar ettiği yer, Fiilinde Kalbindir.. Amel-Fiil iyi veya kötü, ona göre gider gelir.. Manevi Kuvvetler de ona göre, perdelenir ve açılır..; bunu Bilesin! Hız ve Hareket'e gelirsek, bir şey n

"Bizim ne yapacağımız kaderimizde yazılmış ise.." , "Sonumuz belli ise niçin bu dünyaya geliyoruz?" , "Allah Cehenneme gideceğimi bile bile.." ~ Kader Sırrı ~ Kader - Cebr - Zorlama ~ İstidat ~ İlahi İhsan ~ İcad - Yaratmak - Bulmak

İcad, Keşf-Bulmak mıdır, Yaratmak mıdır.. Allah'ın Bilgisi yenilenmez, İlmi-Kemali artmaz.. Bilgisinin ilgisi yenilenir ve ortaya çıkar. Merak bir İstidat'tır, Bilim Adam'ı olmaya Zorlanmazsın, böylece bu Cebr değil İlahi İhsan Lütuf olur.. Sen eğer durum böyleyken "Yaratıyorum" dersen bu Kibir'dir.. Allah seni kendisine Kibirlen diye zorlamaz, cebretmez.. Bu Cebr-Zorlama seninle ilgilidir, sendendir, Nispet'i Sanadır.. İcad'ın sana olan Nispet'i "Bulmak" (ki İstidadından gör ürsün ki İlahi İhsan'dır) O'na Nispeti ise Yaratmaktır. Şimdi Sen Madem Büyüklenmekten ve Benliğinden vazgeçmiyorsun, ve Kibrinde böyle İnatçısın, Allahın da seni bununla Ezeli Bilgisinde yargılayıp Cehenneme sokacağını bile bile yaratmasını Kötü saymamalısın. Ümitsiz olma Dua Sadaka Kader'i değiştirirmiş.. Bu Bilim Adamı dediğime takılma bir Misaldir.. Misaldir dediğime bakma Kibir bir Hakikattir.

Allah'ın Bilgisi - İlmi ~ Ayan-ı Sabite - Kader

Yanılmayacağı için, verdiği-vereceği Hüküm değişmez. Yazdığını ise Lütfunun eseri olarak Dua ile değiştireceğini ve Dua edilmediği halde nasıl olacağı Yazılı (gerçekleşmemiş) şeyin yerine geçireceğini haber vermiştir. Bu sonucu dahi Tüm'de Mutlak Biliyoroluşu, Dua etmemeği gerektirmeyeceği açıktır! Böylece Dua etmeyen ve Sadaka vermeyen için Hüküm yine değişmemiş olur!.. Sadaka veren için de aynı Lütuf geçerlidir.. Keza, Mucize de bir yönden, Yazdığını değiştirmesidir.. Muciz e, Kader'in değişmesi ile Bilgisinin değişmediğinin delilidir Bilmek-Anlamak isteyene!.. Belirttiğimiz gibi, Yanılmaz ki Mutlak gerçekleştireceğini yazdıkları hakkında verdiği Hükmü değişsin de Tüm'e dair Bilgisi değişmiş olsun.. Yahut Zorla Cehennemlik edilmiş olsunlar! Bu, onların ümitsizliği, hesapsızlığı ve yüzsüzlüğüdür!.. Netice.. Yazdığı dahi Lütfu ile değişir, İlmi (!) değişmez, artmaz ve eksilmez! Kemâli eksik olanlar, İlimlerinin ve Sevgilerinin artırılmasını Lütuf olarak Kendis

Ebedi Cehennem - Adalet ~ Kafirler - Şirk - Ümitsizlik ~ Ayan-ı Sabite - Kader Sırrı

Kurtuluşa inanmıyan İnsan'ın Hâli Ümitsizlik ve ilerisinde Başıboşluktur. Ve bu Ümitsizlik Hâli onda Şahsî olmasına rağmen onu Başıboş bir halde Herkese ve daha kötüsü Varlığa yayar. Yani İnsan'a (as) İnanmadığı gibi Allah'a da İnanmaz. Sonra Şahsi Hâlinin gerektirdiği şekilde de bir Mutlak Varlık-İlah (Bu "Bilinmezlik" de olabilir) Tasavvur eder. İşte Cehennemlik olmaları, bu Şahsi Hallerini yani Ben-lik'lerini Varlığa Yaymaları ile İmansızlıklarını Mutlaklaştırmalarıdır; ha tta burada kalmayıp imkanları ölçüsünce İtikatlarını Allah'a Şirk de koşarlar. Henüz yaşamadıkları Hâller ve Hakikatler olduğuna dair İnançları yoktur, çünkü kendi yaşadığı Halleri de Haber aldıkları Hallere, kendi Bildiklerini başkalarının İlimlerine benzeterek aynı kılmışlardır. Allah'ın Adaleti ile Ebedi Cehennem çelişir derler, fakat Allah'ın Hükümlerini kabul etmezler.. Allah'ın Bilgisi Mutlakdır derler fakat kendi Zanlarını kabul ederler.. İnsan derler,

Zulüm Halk'tan, Kahır Hakk'tan.. ~ Kahhar ~ Kader

Zulüm Halk'tan, Kahır Hakk'tan. Tertemiz Meryem'in (as) sakladığını, içine Rabbi koymuştu.. Kahrı da Rabbindendi, Müjdesi de.. Açıklasa inanmazlardı; O'nu Bilmeyen Halk'tı, İftira edip Zulüm eden de Halk oldu. Senin içinde de İsa var ise, Sevinsene, ne Sızlanıyorsun!

Tasavvuf ~ Ayn - Ayna ~ Ayan-ı Sabite ~ Güzel İsimler O'nundur..

O Vehhab olanın Dilemesiyle Nur'u, Hâlik İsmi Aynasında, "Kadın", "Sanatçı" gibi türlü türlü çokça Yansımalar Parlamalar oluşturdu.. Bu Sıfat, parıltılarının en güzellerinden birinde de "Annelik" Sıfatına Ayn oldu.. Ki O "Rahim"dir.. Ki O "Vahid"dir.. Güzel İsimler O'nundur..

Kader

İnsanların dileği Allah'ın dileğini kendi menfaatlerine olarak ne aşabilir ne de kuşatabilir. Bunu kabul etmeyip bilmeyenin Kaderi de zaten bellidir. O'ndan başka da dilediğini meydana getirebilen olmadığına göre geleceği inşa eden, yaratan ancak Allah'tır. Böylece Geleceği İnşa eden ancak O ise, nasıl olsun da Allah Kendi Yaratacağı şeyi bilmesin! O'na Yapacağı iş'te ne mani olabilir ki!

Ateizm ~ Reenkarnasyon - Paralel Evrenler ~ Din

"..bunlar "doğru" tespitlerden kaynaklanan sorular değil; ama bir şeyler söyleyelim: Reenkarnasyon kabul edilmiyor zira sizin sözlerinize göre Reenkarnasyon olsa dahi bunun bir başlangıcı olacaktır (paralel evrenler gibi ne kadar çok olsa da hepsi aynı hükümde) o başlangıç ise mutlaka bu nispette yine çocukluk olacaktır; Size sorsak çocukluğunuz şu an ne kadar var ? Kaç yaşında acıyı hissetmeye başladınız ? Bir saat önceniz var mı ? Zalim(İnsanlar)ler verdikleri zararı asla telafi edemez ler, Allah için bu böyle de değildir hiç yaşanmamış kılabileceği gibi üstüne hiç mutlu olunmadığı kadar mutlu edebilir.. gibi çok derin mevzular, derin gerçekler var.. Çok bildim dememeli ve kendini çok da masum bilmemeli.. Neticede Melekler dahi "niye kan dökecek bozgunculuk çıkarıcak bir varlık yaratıyorsun" diye itiraz etmişlerdi.. sonra secde ettiler.. Çocuk var çocuk var, Allah katında zaman tek bir şeydir.. ki buna göre de hüküm vermiyor.. iyi mi kötü mü olmu

Zıtlık ~ Kader

Allah'ın bir şeye izin vermesi izin verdiği şeyden Razı olduğu anlamına gelmez. Kim ki Hakk'a yöneldi, Zıtlık onu Hidayet'e eriştirir, Batıl'a değil. İman'ın Kemalinin Hakikati budur.

Kader Sırrı

Küfrün değil Kulluğun her insanın Kader'i olduğunu bilmeyenin Kader Sırrı hakkındaki rivayetleri sırf "zorunluluk" cihetiyle aktarması "Hakikat" ifade etmez.

"Şapka İnkılabı"

Ha "Şapka" ha "Takke" takmıyosun diye seni asacak, kanun çıkaracak olan adama Zalim denir Zalim.. Allah Zalimleri Zorbaları sevmez. Uyuyosun, nazikçe dürteyim. "Hızır"ın nispeti Eşkiya'ya değil, "Azrail"e olabilir. Zorba'ya Melami'lik nispeti Yezid'e Kader nispeti, aynı Zalimliktir ; Sen de Zalim Zorba olur aynı çukuru boylarsın dikkat et. Düşünüyorum şimdi senin gibi açık kaçık hürriyet (!) düşkününe yarın şapka takmayı kravat takmayı zorlasalar ne yapardın, halin ne olurdu acaba ? Hemen Zalim Zorba diye taksime yürürdün di mi ? "Şapka" ve "İnkılap".. İyice düşün bak bu ikiliyi.. Üç kağıtla Uykuyla bir arada yürümez Hakk'ın işi !