Kayıtlar

Zan ~ Nefs

Bir insana bir sürü laf edip sonra o lafların doğru çıkmazsa ne yaparsın.. Haksızlık etmişim, yanılmışım, bilemedim, İftira etmişim dersin, özür dilersin, gıyabında da olsa Helallik dilersin değil mi.. Yok işte, Şeytan'ın Oyununa gelenlerde, Kibrine uğramışlarda, kendini İlah zannedenlerde öyle değil.. İftiraları, Sui Zannları, Şüphe, Paranoyaları daha da artarak derinleşir bu işgüzarların.. Asla Af dilemezler, Yanıldıklarını kabul etmezler, Helalleşmek mi o da ne demek, ölene kadar kem göz kötü sözü artırarak devam ettirirler.. Hüsnü Zan'mı.. "Aptal mıyım Ben!".. Hatta ellerinden gelse, onu hile tuzak ile suçlu duruma düşürürler.. Peki neden? Çünkü etrafı o kimseyi kötülemiştir ona.. Taraf olmuştur bir kere.. Yalnız kalamaz.. Ve bir kere, sevmemiştir!.. Artık nasıl sevebilir.. Ve hiç yere boynuna kadar Zanna Günaha da batmıştır bir kere.. Görevli Memermuydun da bu kadar vazife ettin üzerine o kimsenin suçunu günahını.. Yo.. Kibirlilerin, Şeytan'ları

Tasavvuf ~ Sır

Allah'ın Sırrındadır, çözemezsin Srrını Aklın Kalbin Nefsin Ruhun, Bilirsin Aslını

Settar ~ Rahim

Settar olur günahım yok dersin Rahim olur günahım çok dersin

Rahim

Lütfeder İman edersin Kahreder Küfr edersin Şımarık ve Döneksin Hesap istemezsin belli de O'ndan başka ne istersin Rahim olsun Günahın itiraf etmez misin

Kalu Bela - Elest Bezmi

Ne Kalp vardı ne Nefis Bir Ruh idik hepimiz gördük Rabbimizsin dedik Sonradan değil hep Hakk'tı Ondan Benlik etti Nefsimiz var şimdi de, kah İman ettik kah Küfr ettik Sonradan olma değil, O'nda Bir Ruh Kalp Nefis Dünya Ahiret, Toprağı silk, Perdeyi kaldır, Zamansız Mekansız Rabbimizsin dedik

Takiye

İftira atmayı Takiye diye Mübah sayabilecek bir insanın Dini yoktur. İsterse bütün dünyaya barış getireceğini umsun.. Bu Din bir heves ve umuş değil, Hakk''dan Razı olmak ve Dürüstlüktür. Öyle bir Dürüstlük ki ne Red var ne de İnkar! Allah var Allah!

İbadet ~ Vahdet - Muhabbet

İbadet'den Gaye Huzur değil Huzurunda olduğunun Bilincine ermektir, Vahdet, bir İlişki, Muhabbet'e ermektir.

Aracı ~ Tasavvuf ~ Şirk

"Allah'la arana aracı koyuyorsun, Müşriklktir bu!" diyene, "Peki Seni Kim araya soktu?" de.. Bi düşünürse, "Ben Sana Müşriksin demeyeceğim ama yüzyıllardır hamuru Vahdet ile yoğrulmuş bu Topraklara Senin Çiğlini ve Yabaniliğini kullanarak Deizm'i yaymaya ve Din Kardeşlerinle arana da Fitne sokmaya çalışıyorlar; Haberin var mı? Yaptıklarından hiç Kuşku'ya düştün mü!, yoksa Sen Masum, Tertemiz misin? ; Hain ve Ahmak olma!" de.. Bunları şöyle bir Düşünmüyorsa artık onun Tasavvuf hakkındaki Zanlarına ve Kuran demesine aldırış etme, üzülme.. Zira Şeytan Kendi Hainliğini ve Ahmaklığını gayet iyi bilir; fakat derdine deva yoktur, hevesi kursağındadır.

İnsan ~ Hayvan ~ Nefs ~ İlah

İnsan Allah'ı bilmiyor da, nereden nasıl İlahlık taslıyor! O, Batılıların İddia ettiği gibi, Hayvan olsa, öyle büyüklenemezdi. Biliyor biliyor da, Tanımıyor! Tanımak nefsinin-egosunun işine gelmiyor!

Kötülük ~ Marifet

Kötü olmayı marifet zannedersen, Allah'dan daha kötü olabilecek yoktur bilesin. Fakat, O Zulmetmez!

Akıl ~ Kader ~ Kul

Akılların değişmesini imkansız gördüğü geleceği, muhakkak şöyle olacak diye zannettiği Mukadder'i, Kulunun Ümidi, Duası, Kalbi değiştirir.

İnanıyorsanız "üstün olan" sizsiniz!

Dünya'da bir tane Mümin kalmış olsa, o tek başına bir Millettir! Kayıp, kaybediş yoktur bize. Ayet "İnanıyorsanız üstün -gelecek- olan sizsiniz" değildir, yanlış meal bu, doğrusu: "..üstün olan sizsiniz.." şeklindedir! Arada çok fark var Uyan!

Mümin Yumuşak, fakat Ahmak olmayandır ~ Hakk'ın Hatrı !

Mümin Yumuşak, fakat Ahmak olmayandır. Kötü Zan'dan ölesiye sakınır ama Aklı Kalbine bağlı olduğu için Uyuyamaz. Son derece Sabırlı ve kusurları örtücüdür. Uygunsuz davranışlar Hatrında birikip son Haddine varınca, Hakk'ın Hatrını kırmak yerine de kim olursa olsun adamın kafasını kırar. Yanlış demedim Hakk'ın Hatrı, Hakk, "el Mümin" bunu yapar!.. Hakk İman bunu gerektirir, aksi halde o İman değil, Ahmaklıktır! Şeytanın Büyüsüdür!

Tasavvuf'da Hayal

"Hayal", Halk Mertebesinde Hayal'dir. Sonra "Tecelli" olduğu anlaşılır Hakk Ehline ki, Zati Tecelliye varmadan kişi Beka'ya ulaşamaz, ne de Fena'dan ve Halk Mertebesinden kurtulamaz. Döner durur.. Bu durumda Yükselme gerçekleşmeyip, "Zan" İlim Mertebesine ulaşınca Hayal (Suret) "Nur" zannedilir, Huzur Hali "Hakk olmak" zannedilir, Hakk'ın Sıfatlarını (görebilse Zatını) görmezden gelir, Mümin'i (!) görmezden gelir, Ruh Sır Vücud vb ise böylece hiç anlaşılmaz.. İtikad bozulmaz ise bu Kula Zannına göre muamele olunur. Aksi halde İddiası onu Resulün (as) yolundan-şeriatından Zahir veya Batın yönden mutlaka saptırır. Hakk'tan yana Zati bir Makama asla kavuşturulmaz. Vahdet'den Muhabbet nasibi Halk Mertebesinde yani "Hayal-Zan"da kalır.

Sosyetik Tasavvuf-ÇU Topluluk - Modern Cemaat

Mümin'e Zekasına göre değer biçen, daha kötüsü Cahil'dir. Bu Cahillik de öyle okumamışlık anlamında değil İnsanlık Cahilliği olan Kibir'dir! Feraset Allah Nuru'dur! Ne Zeka ile ne Okumak ile de ele geçmez! Kalp iledir Takva iledir Kulluk iledir! Zamanımızın sözüm ona modern sosyetik eğitimli tasavvuf-çu-ları, cemaatleri toplulukları! İnsanlık Cahili olmayın!