Kayıtlar

Tasavvuf etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mülk

O'na gerçekten Sarılana Kendisini Mülk yapar. İşte bu mülkün ve zenginliğin zevali yoktur.

İhlas

Kim gerçekten isterse, kabul edilmese ve hissetmese dahi ona İhlas tattırılmış, verilmiştir.

"Şapka İnkılabı" diye bir şey..

"Şapka İnkılabı" diye bir şeyin olması, anlayana zaten her şey için, her açıdan, yeterlidir.. Bugün olsa mesela.. İşte, çok basit çok açık bir şey bu..

İlah'ın Tek ve Bir olduğunun delillerinden birisi de şudur..

İlah'ın Tek ve Bir olduğunun delillerinden birisi de şudur: İnsan gerçek darlığı gördüğünde, yani diyelim ki İntihar'ı seçebileceği derecede bir darlığa düştüğünde.. elindeki her şeyi verip bitirdiğinde.. elinin ulaşamadıklarını dahi vermek istediğinde, karşısında bir sinek görse ondan bile yardım ummayı düşündüğünde (!).. İşte böyle bir darlığa düştüğünde... Artık birden çok İlah'a kesinlikle yal varamaz; hangisine yalvaracağını seçemez, nasıl yalvarabilsin(!).. Hepsi onun içinden ve dışından kaybolur gider.. Dediğimiz gibi taptıklarının İlah olmadığını bu aşamadan önce zaten gayet net görür.. Onlar kaybolduğu gibi şüpheler de kaybolur(!).. Şimdi, sadece "Yalvarış" kalır.. Apaçık En İçten En Samimi En Derinden.. İşte bu Yalvarış, ancak Tek Bir Yalvarıştır!.. Hak olan!.. En derinden En Derine, Cihetsiz-Yönsüz, Nesnesiz, Hayalsiz, Tek ve Bir olan bir Yalvarış!.. İşte o Yalvarış Kafirlere ve Müşriklere Lutfedilmez! Müminler ise bu Yalvarışın Hakkını b

Modern İddialar.. ~ Ahir Zaman

İnsan 'İlahi bir Hakikat Yok' deyip Hakikatleri İnkar ettiğinde bu, İlah'a değil, Kendisine döner; Ahir Zaman'ın bir Manası da budur.

'Ey Rahman Ey Rahim! Ey Sabr olan Allah'ım!

'Ey Rahman Ey Rahim! Ey Sabr olan Allah'ım! Seni Nefsimde de görmek istiyorum'..

Felekler, Nefs ve Ruh

Güneşin etrafında Dünya ve diğerlerinin nasıl Felekleri varsa Kader'de İnsan'ın da Felekleri var.. Kışı Yazı, Gecesi Gündüzü.. Ta Hallere kadar bu belirli Feleklerde Döngüler halinde yüzersin.. Ama her Döngüde geçilen duraklar senin yükselişine alçalışına göre ya aynı olur ya da farklılaşır.. yani Yaş olarak olgunlaşmaktan örnek verirsek, aynı şeye önceden kızar veya korkark en sonraki Döngülerde kızmaz ve korkmazsın.. Manevi Olgunluk Feleklerinin Döngülerinde de durum aynıdır.. Hatta Farkedebilirsin ki bu olgunlaşan senin Nefsinmiş, senin Özün Ruhun (Min Ruhi) ise zaten hep bu Feleklerin üzerindeymiş! Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri buyurmuş: “..insanın hakikati felekten oluşmuş değildir. Bilakis o, üflenilen ruhtandır ve bu ruh mekansızdır. Dolayısıyla feleğin üzerindedir..”

El - Kadim.. ~ Tanrı Hareket Eder mi..

Kadim'dir O.. değişmez, dönüşmez.. Değişen, bir İsminden bir İsmine çevrilen bakışın.

Ölüm ~ Yokluk

Ölüm'ün yok olmak olduğunu nereden biliyorsun ki iddia edebilesin.. Çünkü sen yoktun ve işte yaşıyorsun..

Esma - Sıfat Nurları.. ~ Hu

Eşyaların suretlerinde görülen genişlik, eşya'da değil, Sıfat'da (Vasi), ama suret onu şekilde işaret ediyor (belirim), yoksa şekli değil, ama şekil de başka bir İsim-Sıfat (Musavvir-Nur) demek olduğundan Tecelliler-Belirimler Sıfatlarda Sabit olsa da (pingpong topu takip eder gibi olan) "bakışta" (İşaret) değişiyorlar gözüküyor (Basir), halbuki belirimler hep başka başka Sabit Sıfatlarda (Esmaül Hüsna) gerçekleştiği için, İşaretler hareket ediyor, yani Tecelli tek bir olsa da Hakk'ın Fiilleri olmuş oluyor, ama Kendisi Sıfatları Zatında olarak Sabit, Değişmiyor: "Dikkat edin, bütün işler O'na döner!"

Hakikatler Dönüşmez..

Sen Evvel O'ndan bir Ruh'sun bilmezsen, Ahir'de taş toprak nefis, Perde'den gayrı bir şey geçmez eline.. Seyr başlamadan biter.. Çünkü Kevn ile örtülmüş olsa da, dönüşmez Hakikatler!

Dücane Cündioğlu'na.. ~ Tasavvuf

Peygamber'e (as) Vahiy sadece muhayyilesine, duyularına, duygularına, aklına vs değil, şah damarından daha yakın olandan, bütün varlığına yayılır.. Arı'ya da böyle olur ama arı da Felsefeci gibi bunu belli bir sınırda kabul eder!.. "Kurancı" denen takımdan farkın yok gözüküyor, sadece senin bolca malümat ve bunlar üzerinden fikrin var o kadar.. Yayılmamış!.. Merak etme Peygamberdeki Kemali görünce Şirk koşmuş olmazsın, Zat sana en kamil Surette görünmüş olur.. Sonra bu yaptığın cahilce ayrımlar, "Tanrı" (!) da, şahdamarından daha yakında Birlenir ! (hadi cem olur diyelim), şarabı o zaman kadehden değil Özünden (Kendinden Kendine!) öyle içersin, böyle kafatasından içersin ancak, zalim ve cahilane ! gülerek.. "Halk"ı ! birlemen yerine alabildiğince ayırman da bu yüzden!

Tasavvuf

Biz İyiliğe Kötülüğe kendimizde bir kudret ve yol bulamadık.. Şükür dahi edemedik. Yok olalım dedik, Varlık bulduk.. Nasibimize O düştü! O'nun için, O'ndan başka işimiz gücümüz yok!

Yok ~ Var

Yok, Varlığa nispetle yokluktur.. Yoksa kendi başına var değildir.. Mesela Sen, uyuyunca, yokoluyorsun.. Ve Sen de kendi başına var değilsin.. O Varlığa göre varsın.. İnsanlar bunu kendiliğinden bilemez ama, Siyah bir Renk'tir mesela.. Yoksa O Hakiki Varlığın Rengi yoktur..

Alem-Kainat Nerede Yaratıldı..

İç Alemini nerede yarattıysa, Dış Alemini de orada yarattı.. "Sen"i nerede yarattıysa, Kainatı da O'rada yarattı.. O neresi ki!

Ya Sen?..

Bir gün öylesin, bir gün böylesin.. Gündüz öylesin, gece böylesin.. Bir saat öylesin, bir saat böylesin. Bir an öylesin, bir an böylesin... Ya Sen? "Sen" Nasılsın!

Ben - Ben-LİK ~ Ruh..

Ben Ruh, ben-"LİK" ise Kimlik anlamında Nefs'dir.. Hayvanlarda da Ben ve Benlik vardır lakin onların "meşguliyeti sırf Dış Dünya olduğu için" Kendilerinin (Ben) Kimliklerine (Benlik) Erişemezler.. Ve ki bu Kendilerinin ve Kimliklerinin Varlık'da Hangi Mertebede (!) Bulunduğuna Eremezler! O'nun azı çok çoğu azdır; hep az gelir! Ve bu onlarda Doğal olandır, bunun fevkinde onlardan beklenen veya kına nacakları hiçbir şey yoktur! Onlardan Murad zaten bizzat Doğal olarak içinde bulundukları Yaşamlarıdır ve bu onlara Bağışlanmıştır.. Elbette İstisna O'nun Şanındandır! Ne Kendilerini ne Nefislerini Bilmeleri icab etmez! İnsan da aynı şekilde bir Doğal-Verili Yaşam içindedir (Fıtrat).. Fakat bu Doğal (Kendiliğinden) Yaşam aynı zamanda İnsan Fıtrat'ını aşan bir Mertebede cereyan eder (Kader).. Yani Doğal olan ve Doğa Üstü olan, onun Yaşamında her yönden, her mertebeden Kendisiyle Birleşmiştir.. Yani o sadece Doğasıyla Meşgul olup da asla Kend

İnsansı - Beşer ~ Tasavvuf - Elest Bezmi

Sen karşındakini "İnsansı" "Beşer" görüyorsan, o da seni Dinci, Evrimini Tamamlayamamış görüyor.. Halbuki Özümüz bu mu bizim, Sen de o da Tek Vücudda "Bela!" demedi mi? Siz O'ndan bir Ruh değil misiniz! İsa ile Adem'in durumu Allah indinde bir değil mi! Beşer olmak yakışıksız şey ise Hz Peygamber ben de bir Beşerim der miydi! Bu İnsansılık! bu Hayvanlık! nereden çıktı! Hele ki Sen, şeytanın bu sidik yarıştırmasına nasıl kapıldın!

Evrim..

Evrim (!) kuşlara kanat aslanlara pençe vermiş ama nedense İnsan dımdızlak kalmış, bi tek tüyleri dökülmüş! Her şey Bilimsel "Fiziksel" ya!

Evrim..

Nasıl Teleskop ve Mikroskop var en uzak ve en ufağı görüyor, öylece Manevi Gözlükler ve Gözler var!.. Kartalın en ufağı görmesi "gereken" Gözleri "Kendinde" var da, Evrim (!) neden İnsan'a bu Gözlerden verememiş! Hayır! Onun "görünmeyeni görecek" Gözlükleri ve Gözleri bile var da, gerekeni ve bakacağı yeri Bilmezden geliyor!