Kayıtlar

Haller ~ Cezbe

Haller Cezbe'dir.. Kendine ersin, varsın gelsin diye Aşıkları.. Gelmeyeceksen, Haller ile Marifet gibi oyun oynama, boşa yorma, yorulma.. Hangi Hal imiş ki O, Zatına Vuslat bulunsun!

Ne vakitte..

Çalılıktan Düzlüğe, Dünya'dan Huzuruna, Esma'dan Müsemma'ya ne vakitte varırsın..

Tayyi Mekan.. Tayyi Zaman..

Sana senden yakın olana hangi mesafede ne derece ne kadar tayyi mekan tayyi zaman yapabiliyorsun?.. Mesele varsa, İlim, Aşk, Muhabbet meselesi..

İhtiyaç.. Muhtaç..

İhtiyacın giderildiğinde unutuyorsan, neye ihtiyacın olduğunun İlminden gafilsin demektir. Mesela Sabır, nedir?.. Acaba hangi Esma?.. Hangi Müsemma! Marifetullah?

Yaratıcı ~ Min Ruhi ~ Esma - Müsemma

Başta sen bir yaratılmış iken, yaratılışı sevmeme gafletine düşme. Yaratmayı sevmese, veya maksadı sadece Sanat olsa, üstüne bir de Ruh vermezdi.. Taş, Bitki, Solucan kadar bile Canı Aklı olsa, yine yaratmış.. Bir de İnsan'ı, Seni düşün, Kendinden Ruh vermiş. Hatta neredeyse hepsi Senin için.. Öyle ki, Yaratılışı sevmese, bu Kendini sevmemek gibi olurdu. Sevilmeyene dahi izin vermiş, olsun demiş; neticede Af'fa, Merhamet'e, Sabr'a, Şefkat'e, Akl'a, Adalete, Aşk'a varır iş.. Yani yine Kendine.. Sen, yeter ki Yerini, yani Hakkı bil!.. Celalinde de Tatlılık bulur seversin o zaman.. Kim Aşık kim Maşuk kim Zalim?..; yerini bil de Kafirlerin başına gelen gibi fazla Naz Maşuk usandırmasın! Hangi Esma'sı Çirkin, Kötü buldun?.. Hangi Müsemma'ya vardın! Yerini bil Yerini!

Hu

Bir de O'nu düşünme derler.. Nasıl ifade edeyim Aşkım; Sendeki belirsizliği.. Cemalinde Eşsiz, Celalinde Eşsizsin.. Senden gayrı Kim çıkar, Bu dibi görünmez kuyu tuzağından..

Zat ~ Esma Mertebesi ~ Ruh ~ Nefs

Kendi Kendisi ile olan da, Zahir Batın kalır mı.. Sen'i (Min Ruhi) "benliğinden" (Nefs) alan da, Gayrı Müşkülün kalır mı..

Nefs

Sen Nefsinden Münezzeh değilsen de O şah damarından yakın olan Münezzehtir, O'na sığın.

İlim ~ Hal

Aşığı putperestten ayıran İlim'dir.. Haller gelir, gelmez.. İlim, Allah'ı Bilmendir.. O şüphesiz Gafilsen gelir, İlim sahibi olur isen gitmez.. O'nu tutacak bir Hal bulunmaz; Aşık ise O'nsuz yapamaz.. Boşa yorulmaz Aşık, muhakkak.. Gel sen O'nu Bil.. O nedir?.. O, O'dur..

Edep ~ Kul

Edep gittimi.. Her şeyin kendine göre bi yolu vardır.. Dinsiz oldun çıktın demektir.. Yani Edepsizlik, Dinsizlik demektir.. Ama Edep öyle kendini hatalı hor hakir bilmekten ibaret değildir.. Edep Akıllı olmak ve İhlas'tır.. Yanık, Dürüst ve Samimi olmaktır.. Serin Selamet olan Ateş gibi.. Aslında Edep senin anlayacağın değil, O'dur O.. O'na Kulsan anla!

Zikir

Vesvese için değil, Menfaat için değil; Allah'ı Allah için Zikret.

O ~ Zati Tecelli

Gafleti giderince.. Veya Yaklaştırınca diyelim.. pire, kendini deve zanneder.. fani, Ezeli Ebedi hisseder.. Bu, Sıfatlarına Yaklaştırması.. Ya Zatı mı, Varlığı mı?.. Var dediğin zaten O, O'nsuz bir tane Var yok ki!

Evrim ~ Kuran - Mecaz ~ Tasavvuf-ÇU ~ Ruh

Evrim'in Tevazu ile bir ilgisi var mı? Bilakis Kibirle, Kaba Kuvvetle, Cisimle, "altta kalanın canı çıksın"la alakalı! E güya Tasavvuf-çu! Senin Evrimle ne alakan var? İnsan'ı yeryüzünde debelenen Dabbe, Hayvan yaptılar! Heh sen Kuran ve Evrim de şimdi! Ben sana "Rezil bir Hayvandan, Madde Yığınından ibaretsin" desem, sen Nefsini güya Hor Hakir görüyorsun diye, bu Hakaretim Hakk mı olacak! Allahta Fena bulmak, nefsini hor hakir bilmekten anladığın bu mu senin, güya Akılcı güya Kuran-cı güya Tasavvuf-çu! Senin Evrimle ne alakan var, Ahmak! Güya Sen Akıllısın çok Bilimselsin de bu Halk Kompleksli de ondan mı Evrimi kabul etmiyor? Allah Musa'nın Asasını Yılan yaptı, bir kavmi Maymunlara Domuzlara çevirdi, İsa ile çamurdan yaptığı kuşu canlandırdı..; "Topraktan Yarattım" dedi, "Kendi Ruhumdan üfledim" dedi, "Sizi Yeryüzünde Halifeler kıldım" dedi.. ne Kompleksi! Asıl Kompleks İlimi beğenmeyip, güya Bilim'e aldanan, Aklına uy

Zahir Batın Ehli..

Birbiriyle Didişen Zahir ile Batın Ehlini, Celal Hamamında bir Keseletesim gelir.. Çok değil bir sene, Cehennemi şöyle bir gezdiresim gelir.

Vehim - Vesvese

Zihnine gelen her türlü düşünce, nefsi-şeytani, geçmiş-gelecek, vehim-gerçek, kusur-günah, acı-tatlı; bilsin ki, Allah hepsinin Üstünde, hepsinden Üstündür.

O'nun vereceği mükafat da O'nun gibi olacağından, uygun yer uygun zaman gerek..

Madem şikayetin sızlanman büyük, o halde sen şu dünya günleri kendini sırat'da bil!.. O'nun vereceği mükafat da O'nun gibi olacağından, uygun yer uygun zaman gerek.. Azla yetinme! Gönlün İman basamağında nazlansa da, gam yeme, O seni o az az yemlerle asıl o büyük o Hayırlı tuzağına çekmekte!..

Esma ~ Ruh ~ Kader Sırrı - Ayan-ı Sabite ~ İbn Arabi (ks) ~ "Adem Ruh ile Cesed arasındayken.." ~ Zaman - Dehr ~ "Cehennem için yarattık"..

Hiçbir şey yok iken ilk seni var etseydi, Zahir İsminin İlk Tecellisi Sen olurdun. Bu durumda Sen, Hayat Sahibi Var olduğun halde Bilgi bakımından tıpkı Bitkisel veya Hayvani Mertebede bir "Bilmez"likte olsaydın da, bu O'nun İlk defa Batın olması olurdu.. Ama bu örneğe göre Ruh, yani Sen, İnsan olarak Zuhur edeceğinden, yani O'ndan bir Ruh olduğundan, Bilgin de bu Mertebe'ye uygun olacaktı.. Ki Elest Bezminde "Rabbimizsin" diyebilmemiz bundandır.. Bu Örnekte olmasa da, Batın İsminin Zuhuru yine, Dünyevi yaşama geçtiğimizde bizim nezdimizde, bize nispetle Taayyün etmiştir. Ve Elest Bezmi hususiyetinde Zahir İsmi Genel olduysa da Allah'ın Bilgisi Dünyevi Yaşamı ve Akıbetlerimizi Kuşattığından (Ayan-ı Sabite), Ruhun bu Yüksek Biliş Mertebesi Dünya ve Ahirette Arızi olarak perdelendi, ve İnsanlar Hakk'a Yakınlık Bilgisinde Mertebelendiler.. Bu anlamda Hz Peygamberin (as) "Adem Ruh ile Cesed arasındayken ben Nebi idim" Hadisini örnek verebil

Gönül

Sonsuz Sınırsız Hamd olsun! Sonsuz Sınırsız Şükürler olsun!

Din ve Yasaklar ~ Hikmet ~ O

O'nun Rızası yanında, yasaklanan şeylerin ne değeri kıymeti olabilir? Yasaklananların Emredilenlerin nedenlerini faydalarını, Hikmetlerini arıyor, soruyorsan, ara sor, çokça bulacaksın.. Ama O'nu arayana, O'nu seçene, O Yetti.. Şimdi Akıllılık seninki mi?..

Hasan Hüseyin..

Hasan'sın, Namerdi Namerde, Dün'ya Leşini Dün'ya Köpeğine bırakırsın.. Gam yemezsin, Aşık olunansın.. Hüseyin'sin, Aşıksın.. Namerdin elinden ölsen, yine Gam yemezsin Hakk'sın..

Psikolojik Problem-lerler..

"Psikolojik Problem-lerler" yoktur.. Nefs'e uymamak, Hakk'a Uymak vardır.. Şükretmek, Sabretmek.. La ilahe İllallah.. SubhanAllah vardır.. 99 Esma vardır.. Aşık olmak, Muhtaçlığını İtiraf etmek vardır!.. "Ama" yok, Naz Niyaz vardır!.. Pek Yücedir, Pek Yakındır, İhlaslı olmak vardır.. "Vardır" da vardır!..

Panteizm - Evren - Alem - Tek-lik Bir-lik - Vahdet-i Vücud

Alem diye Tek Bir şey yoktur. . Her bir şey birliğini, suretini, varlığını, hayatını, Tek ve Bir olandan alır . .

Kayıtlanma..

Yolda arabalar birbirlerine izin vermeye çalışırken de birbirlerine çarpabilirler.. halbuki çok da kibardılar, naziktiler, birbirlerine titriyorlardı.. İnceliğin üzerinde bir incelik, tevazunun üzerinde bi tevazu, düzenin üzerinde bir düzen var.. Ne Horla kendini ne tersi.. "Kibirli" de deme!.. Kayıtlanma .

Akıl - Meleki İlham - Hikmet - Ruh

İnsan Hikmet doğuramaz-yaratamaz, çünkü Hikmet, Hakikat-ler ve Hakk da, zaten Var ve Hazırdır.. Ruh'un Ameli, "Anlamak"dan ibarettir; Manaları Kabul veya Reddederek, Hüküm açığa çıkar.. O, çıplaktır.. ona ulaşan Manalar kendinden değil, Şeytani-Nefsi İlhamlar, Meleki İlhamlar, Esmai İlhamlar-Tecelliler; nihayet ki hepsi de Zati Tecelli sayesinde ona ulaşmaktadır.. Ameline göre, Erişebildiği Hakikat Mertebesi, onun bizatihi Yaşamıdır.. Yaşam'ın -belki Hayat'ın- ta kendisidir !

Kalp vermiş en büyük Hazine - Tasavvuf - Terk

Dünya'dan bir şeyim mi var ki, Rızası için Dünya'yı terkedeyim deme.. Kalp vermiş en büyük Hazine, O'na Döndür.. Erişebiliyorken Dön Yüzünü, Yaşlanırsın elin ayağın zaten tutmaz olur, Yüzün Kara, belki Yarın ölürsün.. Rızası için, Yasaklarını terket, Emirlerini tut, Ölmeden Öl de Hayat bul !

Ruh - Duyular - Min Ruhi

Duyularının hiçbirisi Ruhunu, yani Sen'i, algılamıyor.. Öyle böyle değildir acayibliğin. .

Hasan Hüseyin..

Hasan ile Hüseyin Cennet'de Ağabeylerdir. Allah Kardeş olmayı nasib etsin onlara .

Kuran-cı-lar.. - Şirk - Tasavvuf

Nerede iki müslüman bir araya gelse.. hatta bir de Zikir etse, Şirk koşuyor, Şeyhlerine tapıyorlar, Allahtan başkasından yardım istiyorlar, Hücum Tekfir diyen, uzaklaştırılmışlar topluluğu.. Allah'ın Veli, Cami, Rahim gibi sayısız En Güzel İsimlerine Şirk koşuyorsunuz.. Yahudi İngiliz'den öte şeytanın ajanlığı Mertebesine Yükseldiniz, Tebrikler .

Felsefe - Akıl - Tasavvuf - Keşf - Rüya

Gece gördüğü Rüya Gündüz birebir çıkmış Keşf Ehli bi İnsana Akıl yok, Din yok Tanrı yok, Batı Felsefesi, Bilim!.. filan desen.. Sence bu adam yüzüne merhamet ederek bakıp neden susar.. Veya küfür etse sana neden eder?.. Yani Hal ve Akıl mertebesi farkı, Keşf Yolu ne demek, düşün bunları. .

Kötü Enerji..

Kötü Enerji uçup gidebilir de, Allah kaybolup gitmez.. "Bütün işler O'na döner" dikkat et. .

Bilinçli olmak - Ciddiyet

Bilinçli olmanın eşlik edemeyeceği bir durum hal, toplayamıyacağı hiçbir şey yoktur.. Belki Gaflete eşlik edemez ve, Sapmaya.. Ama Ciddiyette siz biz, mesafe, kabalık, muhabbetsizlik vb vardır. .

Hu - Zikir

İnsan ile konuşurken yüzüne "Sen İnsansın sen İnsansın" deyip durmadığın gibi, Muhatabının O olduğunu Bilen de O'na O olduğunu hatırlatıp durmaz. Dostunsa Dilden Kalbine indir Dostluğunu, "Dostsun Dostsun" deyip durma. Şunu da unutma ki "Seven sevdiğine kavuşmuş olsa da özlem duyar"

Vech - Kıble

Kıble taştan ibaret olsa, aynı Ayette neden "Vech" kelimesi geçsin? Nereye dönsen "Allah! Allah!" ise, o halde Kabe'ye dönmem deme !

Felsefe - Var-lık

"Var" ve "Yok" Mutlak olarak kabul edilmedikçe geçici var ve yok Hükümsüzdür. Mutlak "Yok", Mutlak "Var" hazır bulunduğu için, zaten ne var ne yoktur, Mutlak olmayan var ise bu durumda yok ile aynı durumdadır, birbirinden ayırd edilmez. Mutlak "Var"ı herkes kabul edebilecek kemalde, temiz bir Akıl seviyesinde olmasa da, "Hiç" apaçık mevcud olmadığı için Yol geçici olduğu hükmü verilen var'a klavuzlanmıştır. Kim diyebilir ki, şu bu geçici olduğu için "Var" da geçicidir, veya hükümsüzdür.. Böyle bir şeyi ancak "Var"ı mutlak olarak geçici şeylere bağlamış zavallı kişi söyleyebilir; halbuki o bu geçicileri geçici kılan "Var" nedir bilmez.. Daha doğrusu bilemez, çünkü geçici var'ı Mutlak saymış, yani Şirk koşmuştur, artık nasıl bilebilir! Mesela Merhamet nedir ona göre, geçici ve akli bir şey, insana özgü, fiil.. Adalet nedir, geçici, akli hatta yok, insana özgü, fiil.. Vb.. O bu durumda nasıl

Felsefe - Bigbang - Var-lık - Ateizm

Ateist, "Olabilirci" Modern Felsefeciler "Big Bang öncesinden -ne demek istedikleri kendilerine belirsizdir- buraya Akıl getiremeyiz" demekle sadece Tanrı'nın Varlığıyla sonuçlanacak bir Yürüyüşü değil, mevcut Felsefe ve Bilime varacak Akıl Yürütmeyi hatta Aklın bile yolunu kestiler! Yol kesmek Manevi yönden olunca, kat be kat Zulümdür; ve Zulüm, hakikatte kişinin  ancak kendi kendine edip bulmasıdır! Bugün bir ot, hap, bir hastalığa rahatsızlığa şifa olabiliyorsa, işte basitçe bu "B-İlim"dir.. nasıl olur da Big Bang öncesinden Akıl buraya gelmez? Fiziki "Fayda" olunca, geliyor fakat, Tanrı'nın Varlığından kendilerine Aklen Manen Fayda sağlayamadıkları için, Tanrı gelemiyor! Gelemeyen O değil, Manevi Körler Yolu! bulamıyor, O'na gidemiyor !

Aynılama Kaydı - Uzakdoğu - Osho

Evrensel, Kozmik, Uzakdoğucu vb depresyondan yeni çıkmış Mutlulukçu arkadaşlar.. "Aynılama" Kaydından ! geçin.. Bir ile Bir-lik arasında Fark var.. Basit bir örnekle: New Age ile Deep House ne kadar "Elektronik Müzik" olsalar da Aynı olmadıkları gibi, Meditasyonla Mürakabe de kesinlikle aynı değildir.. Henüz Uzakdoğu Mutluluğundasınız, Mutlulukla Huzur, Huzur'da olmakla Mutluluk Aynı değildir! Henüz Huzur'a -İslam'a- gelmediniz, Rahman'dan Rahim'e Uzun İnce bir Yolunuz var! Uzakdoğu'dan Mekke'ye Medine'ye Uzun İnce bir yol var! Osho vb ile Aşk Muhabbet Vahdet Allah Ehli arasında çok büyük Fark var! "Her Zıt Farklıdır ama her Farklı Zıt değildir" Muhyiddin İbn Arabi (ks)

Felsefe - Var-lık

O'nun "Var"ı, bizim akılla edindiğimiz yok ve var bilgimizin üzerindedir.. Eğer böyle olmasaydı, bildiğimiz -aslında bilmediğimiz- Var, var olmazdı.. Yani, biz de olmazdık.. Çünkü, "Yok" yoktur, ve "Var" da bildiğimiz var değil! "Yok" gerçek anlamda var olsaydı, bildiğimiz vardan hiç söz edemezdik.. Eğer bildiğimiz var da gerçek anlamda "Var" olsaydı, o zaman, bildiğimiz yoktan da hiç söz edemezdik!.. Fakat o halde bu bilmediğimiz "Şey" nasıl ki, hem var hem yok olabiliyoruz?! Ve o "Yok" olmazken "Var" ki, biz de var olabiliyoruz!.. Bizim bildiğimiz -aslında bilmediğimiz- bu var, hiçbir şeye benzemeyen, başka bir "Var"!.. Ama O bizden ayrı da değil, O'nda balıklar gibiyiz, balık da ne su içinde su gibiyiz, sanki O "Şey" de, bizler de "Şeyler"i !

Tekfir

Kim kendisi dururken, başkasının İmanı hakkında şüpheleniyor, şüpheye düşürüyor, Tekfir ediyorsa, Tekfir edilir, Lanet'e uğrar. Kim de İhlas ile sırf kendi nefsiyle meşgul olursa, işte Mümin odur.. Allahtan bir Nur üzeredir, ölmeden önce ölür, Cennetle, Cemalullahla ferahlanır .

Felsefe'nin Temel Meseleleri..

Felsefe'nin bütün Meseleleri toplanıp "Var" ve "Yok"un Huzuruna dönmüşler.. Hep bir ağızdan demişler ki: "Tevbe ettik, Huzurunda toplandık İtiraf ederiz, Ey "Var", Sen'den Azametli Sen'den Yüce bir Mesele yok! Dahi Mesele yok, ancak Sen Varsın!".. Şimdi ben derim ki; Önce Uyku'da tam olarak "Yok" olduğunun bir farkına var! Eğer iş Madde'de, o "Var" dersen de, var Kasap Dükkanı, Morg, Mezarlıkları gez, bak bakalım Bedenin Beynin Madde'nin Can'a ne faydası var! Ekmek Su, Gafletten ibaret Canlılığı, Madde bağımlılığını azalt, azalt da bak bakalım, O Sendeki Ruh Kim'de "Var"!..

Ayan-ı Sabite ~ Ayn-ı Sabite ~ Kader Sırrı

Sen bir kimsenin sana veya başkalarına kötü şeyler yapacağını Bilsen, o veya başkası bunu bilemediğinden, mesela onu bu kötülükleri işlemeden hapse koysan, itiraz ederlerdi, hatta sen bile tam da emin olamazdın değil mi?.. Ama Allah'a göre her şey çok çok net! Ve filmi baştan on kere oynatmaya da gerek yoktur! Lakin iyi olalım kötü olalım bizim için bir Açıklama gerekli.. Çünkü biz Ondan bir Ruhuz, bir İnsan olma yaratılışı üzere yaratıldık, Sınırlar var, Lütuf lar var.. İsimleri üzere Yaratıldık, türlü Rızıklar Nasipler var, sorular var cevaplar var, Af var Ceza var, çok çok incelikler var.. Ne O bir şey eksik etti ne de biz etmek isterdik.. Bunları hiç mi hiç düşünmeyen ise aslında zaten Adil Mahkeme de istemez de, işte, ona kalmadı, Allah Adl, hiçbir şey eksik ve kapalı olmayacak.. Ona kalsa Dünya'da istediği cürmü işleyip kafasına göre takılsındı veya "bilmiyor mu bu Tanrı da direkt cehenneme cennete koyaydı" der ama, ona kalmadı işte!.. Öyle bir bil

Quantum ~ Tasavvuf

Quantum'u Batılı Bilim Adamlarının neden anlayamadığını henüz anlayamamış bir sürü Geri Kafalı güya Bilim Meraklısı Zevzek var ve Kıyamet Kopana kadar da anlayamıyacaklarını düşünüyorum.. Zira mesele Bilim'den çıkıyor.. İman değil ama Akli İnanc'a da tamamen ters.. Einstein'ı bile zorlamış bu Quantum Meselesini kısaca şöyle izah edeyim: Altyapı Üstyapı Uyuşmazlığı! Altyapı Üstyapı Uyuşmazlığı! Halbuki Klasik Bilim'e göre ki daha ötesi Bilim'e göre böyle bir şeyin olması İmkan sız! Bilim'in Temeli çöktü, yani anlıyamama olayı Zeka ve Problemin Kompleksliği ile ilgili değil! Bilim Adamlarında bunun şaşkınlığı ve korkusu var.. geniş kitlelerce bunun anlaşılması ve açıklanması da daha zor olduğundan henüz Bilim Meraklıları Uyanabilmiş değil! Allah'ın Kibirlileri Rezil etmesi böyledir! Abartmıyorum, hiç ümit yok! Bilim Temel'den çöktüğünden, Hakikati kabul edemeyen Körlere, binlerce yıldır ne rezillik düşüyorsa yine aynı zavallılıklar düşüyo

Adem Havva (as) ~ Anadolu - Ahmed Arif

Bu Ağacın Tohumunu, Yeryüzünde arama bulamazsın a cancağızım! Ben Anamın Havva, Babamın Adem olduğunu, senin aldandığın o Düşünemeyen Cüzi Aklından, aldatıldığın Uyduruk Tarihinden değil, Külli, Ulvi Akıl'dan, Hakikati Muhammediye'den Okuyorum! Hakikat çok Duru Yalın Apaçık, lakin, Kalbinin Gözüne Şeytan kaçmış, ondan Basit Saf  Düşünemiyorsun cancağızım! Bu Ağacın Tohumunu, Yeryüzünde arama bulamazsın a cancağızım!

Kuran'da Sembolizm! ~ Kuran'da Mucize ~ Tasavvuf Büyüklerinin Sözleri ve Hadsizler..

Hiç harikulade hal yaşamamış biri büyüklerin menkıbelerini sözlerini hatta Kuran'ı tabi ki Sembolik bulup haddini aşabilir. Yazık, bari hiç tattırılmamış, ama haddini bilip kendini aklıyla birşey zannetmese ya! Mucize'yi geçtim bir Yücelik Hali yaşasa, bakalım o sözleri abartılı bulacak mı, veya acaba kendisi neler neler diyecek! Tasavvuf Büyüklerini aklınca tevil etmek, hatta ayıplamak, Kuran'a Sembolik demek kolay, yaşa bakalım bi, senin durumun şu halde ne olacak!

Nefis

Bir başarı nasib olur, eline para geçer, yükselirsin, millet seni över, hemen nefsinde, Getirildiğin Makama yakışmıyan bir Büyüklük, Kibir peyda olmaz mı? Hayırlı bir iş ise İmtihandır, daha iyisi daha güzeli var, nefsini gör bil Rabbini gör bil!.. Yok baştan Razı olunmıyan bir iş idi ise, yandı, cehenneme dört şeritli asfalt yol!

Cebrail gelse dese ki..

Cebrail gelse şöyle yap dese, Peygamber gelse şöyle yapma dese.. Yani Kendisine yapmayı yakıştırmadığı ameli Melek emrediyor, yakıştırdığı amele de Peygamber mani olmaya çalışıyor..

Cehennem O'nun yanında nerede kaldı..

Cemalini gördüğün gibi Celalini de zalimlerin elinde yüzünde suretinde gördün mü? İşte zalimlerin canına acıyıverirsin o zaman ama ne fayda! Cehennem O'nun yanında nerede kaldı..

Hayy İsmi ~ Hayat ve Yaşam..

"Yaşam" biter, "Hayat" devam eder. Hayy!

Vicdan ~ Kalp ~ Merhamet

Vicdan'ın Akılla veya Sosyallikle hiçbir ilgisi yoktur.. o direkt Kalpten zuhur eder.. Kişi onu Akıl ile sonradan perdelerse de bu, Sarhoş olmak gibidir, ayılınca Dert daha şiddetli açığa çıkar. Bu perdeleme Aklı saçmasapan meşguliyetlerle tamamen terke kadar götürür; bu ise Karanlık üstüne Karanlıktır. Hiçbir saçmasapan adet gelenek davranış yoktur ki Merhamet'i görmezden gelebilsin, etkisiz kılabilsin. Yaşam meşguliyeti sona erdiğinde, hiçbir perde Kalp Ateşine engel olamaz; bilene Nur, bilmezlikten gelene Ateş, gayet makul! "Onlar ancak kendi nefislerine zulmediyorlar! Keşke bilselerdi!"

Din ~ Vicdan - Kalp ~ Hesap - Hüküm - Ceza ~ Nefs ~ Ruh

Hesap, Kalp Nurlarını (mesela Vicdan) görmezden gelip, Nefis Karanlıklarına (mesela Menfaat) dalan Ruh'dan sorulur. Hüküm de Ruh'a verilir.. fakat o, Kaynağından (Min ruhi) Asli Kutsiyete sahip Münezzeh olduğundan, Ceza, Kalpte, Nefiste açığa çıkar.. Mesela; Kalp Katılığı-Karanlığı, Nefsin Vehim etmesi gibi..

Zikir ~ Niyet

Bir Zikir Kelimesini çokça tekrarlayıp hepsini Kalpten söyleyemezsen de, onu Tespih etmeye başlarkenki "Niyet"in, onun her tekrarını Allah Katında makbul kılar. Niyet'in nedir?..