Allah'ın Zâtı ve Sıfatları ~ Sevgi
O, Sevgi'yi Sever, Kendi Sıfatıdır Sevgi, Sıfatlarını Sever. Zâtının
Bilinmesini isteyince, Bütün bu Sıfatları Sebepler yoluyla Nispetlere
bağlanmış, Hakk, Tecelli ettiği Suretinde Saklanmıştır. Ve bu Sıfatlar
içinde Sevgi Sıfatının Zuhur edip de Sevilmemesi İmkansızdır, mümkün
değildir. Fakat bu Sıfatın Nispet edildiği Sebep Bilinir "Kendisi"
Bilinmez ise bu Zulüm olur ve "Zulüm" Sevilmez. İnsan'ın Zulümü,
Kötülüğü "Sevmesi" İmkansızdır, yani o "İnsan" aslında Kötülüğü değil,
Nispet ettiği Perde ardında yine Sevgi'yi Sever; Hakk'ı örter, İşini
karıştırır ve Nefsine Düçar olur. Sıfatlar Sebeplere Nispetlere
bağlanmasıyla -ki en büyük sebep ve nispet "İnsan"dır- iş karıştı ve
"Bilinmeklik" de böylece gerekli oldu: Tahakkuk etti. Ve Hakk'ın Lütfu
(Lutfeden Sıfatı ve Vehhab olması) Cihetinden bak ki Sevgi'nin
Nispetlerinin, Sebeplerinin Sevilmesi de İmkan bulmuş ve Sevilmemesi de
İmkansız olmuş oldu. "O", bütün Nispetlerin Nispeti, Sebeplerin Sebebi
olması Hakikatince, eğer Kendi Bilinmez de İş karıştırılır ise, o zaman
Nispetler Sebepler de Hükümsüz kalarak İş karışır, Hakk İsmi-Sıfatı
Zuhur etmemiş olur, dediğimiz gibi Batıl Nispet Hüküm sahibi olur ki bu
da Hakikatinde Celal'i demektir. Yahut Celal ve Cemal yönünden:
"Bilinmeklik" de..