Kayıtlar

Kuran etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kuran Apaçıktır.. ~ Tasavvuf

Evet, şüphesiz Kuran Apaçık bir kitaptır; şöyle söyler: "...Allah bilir, siz ise bilmezsiniz." [Nahl/74]

Feyz

Kuran sana Düşünmeye güç yetiremeyeceğin Hakikatleri Hatırlatır; Duygulanmaya değecek şeyleri Yaşatır. Nefsin seni zorla Kalp elini kolunu bağlayıp hapseder, kendine mahkum eder; iki sayfa da olsa Kuran Oku da sen onu hapset!

Allah Nerede

Dünya dönüyor hangi Yukarı!.. "Nereye dönerseniz Vechi oradadır" buyururken Mümin'e Kalpten bir "her yerde" demek elbette Caiz olur; ne desindi "hiçbir yerde" mi!.. Cisim-Madde (Görünür Alem) dediğin Gökkuşağı gibi Nur'dandır Nur'dan! Sen onu Çölde Serap gibi Cisim görürsün; Rüyada olduğu gibi de dokunur, tadarsın ya.. Allah'ın Nurunun Misalini Oku.. Mekanın Mekanıdır O Zat!.. Allah yerlerin göklerin Nurudur ve Allah'ın Vechinden gayrı her şey Helak-Yok olucudur Ayetlerini iyi Oku Anla da, bu Mekan Çölünden, Cisminden kurtul! Uyan da Nur'unun şu acip Tecellisinde gark ol! Mekansızlık Aleminde neler ne nimetler yok ki, Yok yok! Asıl Var orada! İlmi, Rahmeti Merhameti, cümle Esma Sıfatıyla Zatı! Uzak değil Ruhun (Özün) Kalbin de ordadır orda! Kendi Ruhumdan demiş, O'ndadır O'nda!

Kader ~ Kuran

Ve O ki, bir kader tayin etti. Sonra da hidayet etti (sevk etti, klavuzladı). (Ala 3) Muhakkak ki Allah, Âdem'i, Nuh'u, İbrâhîm'in ailesini ve İmran ailesini, âlemlerin üstüne seçti. (Ali İmran 33) Hani Allah peygamberlerden 'kesin bir söz (misak)' almıştı: 'Andolsun size Kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız.' Demişti ki: 'Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız m ı?' Onlar: 'İkrar ettik' demişlerdi de 'Öyleyse şahid olun, ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım,' demişti.  (Ali İmran 81) Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin),

Münafıklık ~ Takiye ~ Hu

Münafık gerçeklikle, ateşle oynayandır.. Hakikatlerle oyun oynayanlara Münafık denir.. Bu sebeple onların Azabı çölde serab peşinde koşturup her seferinde hüsrana uğramaktır; Ebediyen.. Kafirle dahi olsa oyun oynama. Takiye, canını kurtarmak gibi durumlar için bir Ruhsat'tır, yoksa herhangi bir Ulvi (!) amaç için de olsa Mümin asla Yalan söyleyemez, Oyun oynayamaz; ne yaparsa İhlas ve Dürüstlüktür! İbrahim (as) putperestlere Yalan söylemedi! Yusuf (as) kardeşine İftira atmadı! Bütün Dünya'ya İslam'ı getirmek (!), Dünya'yı kurtarmak (!), Amaç Allah'tan Gayrısı olmadı mı! başı yoldan çıkmışlık, sonu sapıtmışlık bil! Vallahi biz kendimiz adına O'ndan gayrı bir Garanti Yol bulamadık! Elimiz ayağımız varlığımız O'ndan tutuldu! Korktuk biz, Ondan Korktuk! Eminliğimiz O'ndan!

Enel Hakk - Tasavvuf ~ Kurancılar

Hiçbir Tasavvuf Ehli Kamil Zat "Ben Allah'ım" dememiştir. "Ben Rabbim" de dememiştir. Allah nasıl Kendi İsmini Kullarına vermiş "Mümin" demiş ise, veya nasıl "Rabbaniler olun" demiş ise, nasıl "Kendi Ruhumdan" demiş, ve nasıl Batıl Ehli "Batıl" olmuş ise, Hakk Ehli de öyle, "Ben Hakkım" demiştir! Kurancılar Dilleriyle o kadar Kuran Kuran dedikleri halde şu Manalardan o kadar habersizdirler, Cahil, Kötü Niyetli, Yabani, Sui Zan sahibi, Kibirli, Hasedçi, Tekfirci-İftiracıdırlar ki neredeyse Arı'ları bile Peygamberlik İddia ediyorlar diye Din'den dışlayabilirlerdi! Kuran da Kuran dedikleri halde Manasından o kadar Uzaktırlar ki birisi gelse onlara "Nereye dönerseniz Allah Vechi oradadır" deseydi onu taşa tutarlar "Sen Panteistsin, Şirk koşuyorsun, vay Müşrik" diye Afaroz ederlerdi! Bir ellerinde "Mushaf" bir ellerinde "Tekfir", Kalplerinde Kötü Niyet, Dill

Kurancılar - Panteizm ~ Tasavvuf

"Yalnız Kuran" diyenler "Şahdamarından daha Yakındır", "Nereye dönerseniz Vechi oradadır", "Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batındır" gibi Ayetleri görmeyip birilerinden duysalardı "Şirk! Panteizm!" diyeceklerdi.. Düştükleri Hali, İftiraları, Cahilliği düşün.

Kurancılar ~ Aracılık Şirk

"Yalnız Kuran" diyenlerin "Aracılık Şirk" diyenlerin işi hayli zor, zira Çelişkileri Cahillikleri daha "Besmele"den, "İnşaallah"dan başlıyor. Tasavvuf Bilgisi olmaksızın Kuran Hakkında, Allah Hakkında Doğru Anlayışa ulaşmanın, Kemal elde etmenin imkanı yoktur.

Aracı ~ Tasavvuf ~ Şirk

"Allah'la arana aracı koyuyorsun, Müşriklktir bu!" diyene, "Peki Seni Kim araya soktu?" de.. Bi düşünürse, "Ben Sana Müşriksin demeyeceğim ama yüzyıllardır hamuru Vahdet ile yoğrulmuş bu Topraklara Senin Çiğlini ve Yabaniliğini kullanarak Deizm'i yaymaya ve Din Kardeşlerinle arana da Fitne sokmaya çalışıyorlar; Haberin var mı? Yaptıklarından hiç Kuşku'ya düştün mü!, yoksa Sen Masum, Tertemiz misin? ; Hain ve Ahmak olma!" de.. Bunları şöyle bir Düşünmüyorsa artık onun Tasavvuf hakkındaki Zanlarına ve Kuran demesine aldırış etme, üzülme.. Zira Şeytan Kendi Hainliğini ve Ahmaklığını gayet iyi bilir; fakat derdine deva yoktur, hevesi kursağındadır.

Küfür ~ Cehennem ~ Oyun - Kurgu

Şimdi Hissetmiyorsun ya, "Cehennem", "Hesap", ondan "Oyun", "Kurgu" gibi gelir sana.

Tasavvuf ~ Kuran ~ Muhabbet

İbrahim'den (as) oğlunu kurban etmesini değil, Muhabbet'i istedi. Eğer maksat Muhabbet olmasaydı, kanın akıtılması gerekirdi. Sen ise Muhabbet'i boş bulduğundan olsa gerek, kendini meşgul edecek, yapacak iş arıyorsun. Acaba hangi iştir ki o, Allah Nezdinde Muhabbet'den daha değerli olsun. "La ilahe illallah" kelimesi nasıl söylenir ki de Teraziyi doldurur! Allah'ın Rızasını kazandıran Amellerin Özü Muhabet'den ibarettir, İslam Aşk Dinidir. Gaflet'e bak, Allah İbrahim'den evladını Kurban ister de Müslüman'ım diyen, Kuran da Kuran diyen Gafil, Aşkı aşırılık sayar, Tasavvuf'u kabul etmez!

Takva Nedir ~ Edep - Tasavvuf

Kamil Kulun Korkusu Nefis'den değil, Edep'tendir. Yani o, "Gereğince" Korkar (Takva) ; Endişe etmez. Nefsinden ve şeytan'dan gelen Vesvese'ye, Vehm'e aldırış etmez.

Kâlû Belâ

Kâlû Belâ'yı hiçbirimizin unutmadığını, hatırladığımızda anlayacağız.

Ahiret Sabahı

Allah'ın Unutturması yaşanmışı hiç yaşanmamış kılar. Ahiret Sabahı Mazlumların Unutması böyledir.. Zalimlere ise o Sabah aksine çok şiddetli bir Uyanma, çok şiddetli bir Hatırlama vardır!

Adem'e Secde ~ Şirk ~ Kuran-CI-lar ~ Uydurulan Din - İndirilen Din

De ki: «Rahman´ın bir oğlu olsaydı, ben ona tapanların ilki olurdum. { Zuhruf 81 } Kuran-CI'ların hiçbiri normalde böyle bir örnek veremez ve bu örneği vereni de böyle bir şeyi söyleyeni de Şirk Ehli sayacakken nasıl Tasavvuf Ehli Şirk'te oluyor da kendileri Kuran'cı oluyor hayret! Adem'e (as) Secde'nin Allah'ın Emri olmasına hiç girmeyelim bile.

Sen olmasaydın yaratmazdım..

"Dünya üzerinde ne varsa sizin için yaratan.." { Bakara 29 } Fakat aynı Hitap Peygambere gelince "Yok Onun için Yaratmış olamaz, çünkü bu Şirk olur" demek, nasıl bir Çelişki, nasıl bir Akıl-Gönül noksanlığıdır ?!

Kuran-CI-lar

Arada ne Peygamber ne bir Allah'ın Veli Kulu, ne de zamanda hiçbir Geçmiş-Gelenek olmaksızın -yani hiçbir "ÖRNEKLİK" olmaksızın- sadece Kuran okumakla oluyorsa, bütün Kurancılar Peygamber ve hatta Allah konumunda olmalılar! Aracılık diyerek Şirk saydıkları şeyi kaldırmaya çalışmakla aslında çok açıkça Kuran'da Emir buyurulan "Örneklik" Kavramını kaldırmaya çalışmakta, Kuran'ı yok saymaktalar; arada hiçbir Örnek yoksa, o halde herkes sadece Kuran okumak ile aynı Peygamber, ayn ı Kulluk Makamında olacak öyle mi! Değil ise zaten değiştirmeye çalıştığınız nedir! Kuran'ı Putlaştırırken, bir yandan Kuran'ın Emirlerinden "Örnekliği" yok saymak! Bunun ileri zamanlardaki sonuçlarını (Felsefeciler gibi herkes ayrı İDDİA binbir türlü İHTİLAF, herkes bunu Kuran söylüyor diyerek Allah'ın ELÇİSİ!) Tasavvufla bir derdin varsa bunu kendi nefsinle veya problemin olan kimselerle yani bu Ümmet ile Kardeşlerinle aranda hallet! Sen Peygambe

Hakikat-i Muhammediye ~ Kuran ~ Keşf

Allah Peygamber Efendimizi nasıl Babası İbrahim'in Duası ve Kardeşi İsa'nın Müjdesi yaptı ise şu Ayetlerde işaret ettiği Hakikatleri de ona öyle Kendi Özünde Keşfettirdi, Kendi Kendisinden haberdar kıldı; ve bizi de Onunla öylece Özümüzden haberdar kıldı ve bazımıza keşfettirdi! O zaman ki; Biz, nebîlerden onların misaklerini almıştık. Ve senden ve Hz. Nuh’tan ve Hz. İbrâhîm’den ve Hz. Musa’dan ve Meryemoğlu Hz. İsa’dan ve onlardan ağır bir misak aldık. { Ahzab 7 } Ve Allah, nebilerden, “Size kitap ve hikmet verdim. Sonra size, beraberinizde olanı tasdik eden bir Resûl geldiği zaman, O'na mutlaka îmân edeceksiniz ve O'na mutlaka yardım edeceksiniz” diye misak aldığı zaman, “İkrar ettiniz mi (kabul ettiniz mi?) ve bu ağır (ahdimi) üzerinize aldınız mı?” diye buyurdu. (Onlar da): “İkrar ettik (kabul ettik)” dediler. (Allahû Teâlâ): “Öyleyse şahit olun ve Ben sizinle beraber şahitlerdenim.” buyurdu. { Ali İmran 81 } Hani Rabbin Âdemoğullarının sulpl

Gayb ~ Kuran ~ Tasavvuf

İşte bu, gayb haberlerindendir ki sana vahyediyoruz. Yoksa onlar tuzak kurarak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin. { Yusuf 102 } Gayb konusunda aç olanın, Ayetlerin hepsinin -aslında her şeyin- Gayb oluşundan pek haberi olmaz. Gayb'ın Gaybı O'dur, Açan da O'dur; Bilinenin Bilineni O'dur, Bildiren de O'dur.

İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir zaman geçmedi mi..

İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir zaman geçmedi mi? { Dehr 1 } “Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin, cennette yerleşin.." { Bakara 35} Ve andolsun ki Âdem (a.s)’e ahd verdik, fakat o unuttu. Ve onu, azîmli bulmadık. { Taha 115 } "..ikisinin (ayağını) oradan kaydırdı. Böylece ikisini de içinde oldukları şeyden çıkardı. Ve: “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için bir zamana kadar yeryüzünde oturma ve faydalanma vardır.” dedik. { Bakara 36 } Sizi Biz, değersiz bir sudan yaratmadık mı? { Mürselat 20 } Öyleyse akıttığınız meni nedir, gördünüz mü (ne olduğunu idrak ettiniz mi) ? Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan Biz miyiz? { Vakıa 58-59 } "O ki, sizi çamurdan yaratan sonra ölüm zamanını takdir edendir. Sonra da siz, şüphe ediyorsunuz. { Enam 2 } Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini ald